hürriyet

30 Temmuz 2011 Cumartesi

Yüreğimdekiler

Yüreğimdekiler
yüreğimdeki işkenceci sensizlik …
ıssız bir adaya düşmüş gibiyim
hayal kırıklıkları ve binlerce yitik umut arasında
denizin kucağına ilerliyorum yüreğim  elimde
Her şeyini yitirmiş bir yitiğim ,
Leyla'sını kendi elleriyle vurmuş Mecnun,
Aslı'sını yakmış  Kerem'in
vicdan azabı var yüreğimde
Yüreğimdeki yanlızlık peşimde yine  
Yakalanacak mıyım yüreğimden
Yine gözlerimi dağlayacaklar mı  
Yine  yine yüreğimi yerinden sökecekler  mi ?
Lanet olası yuvası odam ,
yatağım
hayalelerim hapishanem …
Üçgün yatmadan, uzanmadan,
Yemeden beklemek!
denizler  senden uzakda
halkdan uzak Hakk'a yakın denizler
 Sensizlikden kaçarmışsacına  karanlıklar…
Allah'ım ne kadar büyük imtihan bu uzak kalmalar sacaklıdan !
Köpek sesleri geliyor.
Gittikçe yaklaşıyorlar.
Nefesim kesilmek üzere.
Hacer, neredesin Hacer!
Ey Musa gelsene,
Daha dönmedin mi Sina'dan…
Bazen hayatta en zor şey oluyor ölmek!
"Kabe'nin Rabbine andolsun kurtuldum"
Diye haykırmak
En büyük arzusu oluyor insanın.
Silahım da yok.
Hayatta hiç sevmedim silahı ben!
Kaleme sarıldım,
Kalemimden korktu korkaklar.
Allah'ım ne yapayım,
Nereye gideyim?
Beni de İsa gibi alsana yanına…
Havarilerim ihanet etti bana,
Buzağı'ya taptı dostlarım.
deniz , ey merhametli dost,
Sarsana beni kollarınla,
vursana dalgalarını düşmanlarımın üstüne .

Biliyorum Peygamber gideli çok oldu.
Yapayalnız, o yol sevdalısına döndü halim.
Çölde yıldızlar bir tuhaf geliyor insana.
Ali'nin sesi geliyor çek uzaklardan.
Belki de sekine ağlıyor
Kerbela uzak değil buraya.
Annem olsaydı
Yanımda kucağına alır, saçlarımı okşardı.
Düşmana teslim etmezdi beni.
Belki de İbrahim gibi bir mağarada
Saklardı yavrusunu.
Ama hep ağlardı.
Neden doğurduğunu sorgulardı.
Babam ne yapardı bilmem?
Ama o da ağlardı hüngür hüngür.
Nedense beni hep ağlayanlar anlıyor.
Hep acılar tanıyor.
Geliyorlar. Yine başa dönecek hikayem.
Tırnağımı koparacak,
Coplayacak sopalarla dövecekler.
Ne istiyorlar benden?
Musa'nın levhalarını! İsa'nın izini!
Muhammed'in emanetini!
Ali'nin feryadını!
Hüseyin'in kesik başını!
Bir ben miyim Allah'ım sadece bunları bilen?
Bana mı kaldı o mukaddes emanetler?
Delisi bir ben mi kaldım Allah yolunun?
Hücreler, ey dost hücreler!
Siz mi adımı verdiniz benim?
Gardiyanların işkencesine
Sizler de mi tahammül edemediniz?
Ama düşünmediniz mi
Ben nasıl dayanırım?
Siz beton ve demirlerin
Dayanamadığı işkencelere,
Ben et ve kemik nasıl sabrederim?
Ey sevgili, sil ne olur, sil gözyaşlarını!
Göz yaşların bana
Her şeyden daha acı geliyor…
Artık takatim kalmadı,
Ama geri dönmek yok!
Teslim olmak mı asla!
Varsın ağlasın eşim,
Varsın babasız kalsın çocuklarım!
Varsın gitsin her şeyim!
Ama ben gideceğim!
Nefesim yettiği kadar koşacağım,
Gücüm olduğu müddetçe
Sürünerek de olsa gideceğim,
Hep gideceğim…
İşte geliyorlar,
Köpek sesleri yaklaşıyor,
Geceler ağlıyor halime.
Yıldızlar beni saklamak için sönmüş gibi.
Ay nurunu gizlemiş!
Adeta belki de göremezler beni.
Ağaçlar dallarıyla sarıyor,
Örümcekler ağını örüyor dört bir yanıma
İşkenceciler geliyor, gittikçe yaklaşıyorlar.
Bu da ne Allah'ım!
Bir ışık! Musa'nın gördüğü yakamoz mu bu?
Gidip ben de mi alsam o ateşten?
Ama ateş de beni ele verirse!
En azından işkenceciler uzaktan farkeder,
Gelirler, biliyorum.
Ne yapsam tanrım?
Ateşe gitsem bulurlar mı?
Aman Allah'ım acı bir ses geliyor!
Kuyuların dibinden yankılanıp gelen
Tanıdık bir feryat bu!
Evet Ali'nin sesi bu!
Namahrem duymasın diye
Ellerini ağzına dayayıp
Kuyulara haykırdığı figan bu!
"Kaç" diyor, "ateşe doğru kaç!
O ateş yakmaz seni.
O ateş sana her şeyi aydınlatan,
Ama seni her şeyden gizleyen bir ateş!
Koş, durma, dayan az kaldı, koş, kooooş!…
Koşuyorum, durmadan koşuyorum…
Oh tanrım! Nihayet vardım.
Nirvana'ya ulaştım,
Artık özgürüm her şeyden azade!
Beni gizleyen
Bana her şeyi gösteren
Ateş kurtardı beni!
Artık geri dönmeyeceği,
O cehennemi bir daha yaşamak istemiyorum.
Ali'nin feryadıyla gösterdiği ateşte yanacağım!
Nirvana'da kalacağım!
Gardiyanını seven bir mahkum gibi…
Hep yüreğinde kalacagım gül yüreklim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder