hürriyet

29 Şubat 2012 Çarşamba

gel ölüm ile seni aldatmadan gel tut yüreğimden

gel ölüm ile seni aldatmadan gel tut yüreğimden


Uzaklarda bir liman olmanı isterdim her yürek seyrimde sana varmak için ... "isli eski bir fener gibi uzaklardan göz kırpmasını isterdim ... Bir rüzgar olmanı isterdim sana ulaşmak için açılan yelkenlerimi dolduran , gizli bir yol olmanı isterdim hüdayi yolu gibi sadece nasibi olanların bildiği fırtınalı denizlerde sığınmak için gittiği ... "bir yıldız olmanı isterdim ... En karanlık denizlerimde düşlerimin çıkmazından çıkıp karanlık sularımda parlaman için. Umut olmanı isterdim zemheriden sonra gelen bahar gibi yüreğimin kışlarına .... biliyorum titremezdi kalemim yokluğunun ateşinde yanarken bir bahar gibi gelseydin yüreğime ...

Seninle medusanın( bakışları ile tüm erkekleri taşa çeviren yılan saçlı kadın yunan mitolojisinde) gözyaşlarından buluşmak isterdim ,sirenlerin( odeseyanın eve dönüş yolunda rastladığı büyülü sesleri olan deniz kızları denizcileri sesleri büyüleyip gemilerin kayalara çarpmasını sağlayan) çığlıklarından geçerken. saçlarının lotus kokusunu, içime çekmek ve özleminin soğukluğunda nefesinin ateşinde pervana misali yanmak isterdim…

Ama istesem ne yapsam beyhude , aramızda koca bir deniz var yokluğunda buz tutmuş... özlemin ölüm gibi soğuk... üşüyor yüreğim , ellerim kalemim üşüyor...

Ruhum kara bir alevle yanarken ...ölüm gibi üşüyorum .
Yokluğundan arta kalan bir zaman kırıntısından sesleniyorum . Kirpikleri buz tutan bir denizin gözyaşlarından , en ateşli özlem mektubunu yazmak için ...
Bilirim, sevmek , özlemek, beklemek , beklemek ; yakmaktır yüreğini ölümün soğuk nefesinde .
yakıyorum kalemimi sussun diye artık , atıyorum ateşe özlemine dair kur kurduğum tüm cümleleri ve ……
Susuyorum


Sessizce yanmak için elmas misali ne yerde külüm ne gökte dumanım olsun diye ...nefesinde hayat bulmak isterken ...


hadi uzat ellerini tut yüreğimden. Geceleri yol gösteren yıldızım - günleri yüreğimi aydınlatan güneşim ol...hayat ol bana her ölüşümde yokluğunda gelmelerinle yeniden can vermek için .
Hadi çok geç olmadan gel ölüm ile seni aldatmadan gel tut yüreğimde

18 Şubat 2012 Cumartesi

seni en çok sevdiğim şuanda ölmeliyim

seni en çok sevdiğim  şuanda ölmeliyim
bir sabah ezanında senin yüreğinde  ..görmemeliyim güneşi ..
karlar yağmalı  üzerime ..

.
Yüreğimde  kış mevsimi yaşarken  .
. sen akmalısın gözlerimden .
sen yüreğinde beni ararken

ben düşmeliyim Yusuf kuyularına .
mahşeri bir kalabalıktan geçip


gözlerimi örtmelisin düşlerine
Ölmeyi diliyorum gözlerinde
ölmeyi arzuluyorum yüreğinde

Bu gece sana anlattığım duha  oğlu deli dumrulu  unutma sakın
Onun duasını
ben seninle  yaşamak

Seninle ölmek istiyorum  gül yüreklim ..
 boğazın düğümlendi  yutkunuyorsun

Yüreğine hançer misali bişey saplandı

ve susuyorsun yine  ..
susma sevgili

Yüreğinin zincirlerini kır
Avaz avaz haykır
uzat ellerini

Tut yüreğimi ..
Yoksa düşeceğim yüreğinden

 öleceğim..
ya öldür beni at yüreğinden ,
yada Öldürme beni..
yüreğine ek büyüt yüreğimi
yüreğim yüreğine kök salsın ,..
gecelerime güneş

ruhuma eş 
yarınlarıma umut ol sevgili

12 Şubat 2012 Pazar

yüklemine yüreğimi yükleyemediğim cümleler

yüklemine yüreğimi yükleyemediğim cümleler
Denize sinesine yaslanmalıyım gündoğarken .güneş yükselirken ufka yüreğimi ruhumun üstüne cıkarmalıyım kar yağarken lapa lapa üzerime .her dalga sahile vurmalıyım bir an kavuştum derken  kollarına geri çekilmeyilim denizin sinesine dalgalarla .Gülüşlerinle doldurmayılım kulağımın müzikallarini .kısa dalga bir le radyosunda bulmalıyım sesindeki hışırtının yüreğimde oluşturduğu rapsodileri.kar altında üşürken düşlerim  gözlerinin sağınağına yaklanmalıyım ıslanmalı yüreğimin çorak toprakları ve sevdiğin çicekleri ekmeliyim yüreğimin ıslanan topraklarına .
Naftalin kokulu duygularımı çıkarmalıyım yüreğimin mahsenlerinden kar yağarken bırakmalıyım sabaha karşı pencerene kokan üşümüş  bir serçenin  kanadında bulmalısın uayndığında .
ve güneş aydınlatırken yüzünü bir masal anlatmalısın içindeki çoçuğa benim dilimden
yüreğinden .ve götürsün beni tekil bir aşkın içindeki çoğul yanlığa.*
güneşi sürüyorum üşüyen düşlerimin üstüne ve denize serpiyorum düşlerimin küllerini , şafakta serptiğim ağlarla toplamak için yineden soyunuyorum benliğimden .ve utangaç yüreğime giyindiriyorum aşkı çırılçıplak denizin kucağında yatarken .
 Uykusuz düşlerimin gün doğumu sansıcılarında gözlerinden düşlerine süzülen gecelerde balıkçıların heyyamola sesleri arasında çekiyorum yüreğinin seyir defterine  yüreğimin seyirdefterine yazılı aşkın kopyasını.
aşkını yüreğimde kaynatıp gözlerinde içiyorum sevgili.  bakışlarımı  çiz gözlerine ve baktığın heryerde aşkın tezahürünü gör içerken dudağımdan aşkın şarabını.gönüllü sürgüne yolla ruhunu bedenin aşkın hazını alırken ve azat et yüreğindeki tüm acıları özlemlerin kanadına tutunsun sabırsızlanırken karanlığın içinden güneşi çekmek için sabaha savaş arabasına  bağlanmış atlar acıların umur olsun atların ayakları altında ezilirken gece .    *
gusule soyurken denizlerim yüreğimin mabetlerine tecavüz eder aşk yağmalanır ruhum korsan gözyaşalarında  dua açılmış ellerime düşen damlaların ummarında .yüzümü döndürüyorum aşka ve avazım çıktığınca bağırarak mutluluklar diliyorum ayrlığa gelin verdiğim özlemlerime bu sabah sisli olsada denizlerime bakan sahiller eski tahta bir iskelede oturmus  göz kırpar fenelerim yüreğinden çıkan aşkın alevleri ile dans ederek.*
dondurdum içimde akan tüm nehirleri ölümün ölümsüzliğne gıpta ile bakarken ömrüm .gözlerinde biriktirdiğin nehilerin sesini duyuyorum  bozulmuş tevbeler gibi çoşkulu bentleri ha yıktı ha yıkacak Tutma gözlerinde yüreğinde taşıyamıyacağın nehirleri akıt yüreğime bir şiir misali donmuş nehirlerime saplansın kınına zırnık sürülmüş   yatağan gibi
Denizin iki  yakaını birleştiren köprüler gibi sussun dudaklarım ve birleştirsin yüreğimden dilimin iki yakasına düşen  kelimeleri birleştirsin  aşkı anlatan bir cümlenin içinde nicedir yüklemine yüreğimi yüklediğim cümleler kuramıyorum yüklemine yüreğimi yükleyemediğim cümleleri kuramayışım , yüreğime aşkı yükleyişimdendir  diyeyerek uyurduk bahaneler uyduruyorum kalemimin dilime tercüman olamayışına
Siyah güller açsın istiyorum beyaz karların içinde ,yüreğimin  kayalıklarından geçerken yüreğin gül yüreklim pulsu gecede dans ederken denizlerim gözlerinde ki fenerlerin ışığında gönüllü forsalar çekiyor  yüreğimi yüreğine Şeyh Hamdullah çiziyor yüreğimin seyir defterine gül yüreğinde açan gülleri ve ben bir deniz yıldızı nakşediyorum Ferhat
çaldığım demir kalemle yüreğimin kayalıklarına tutunmuş midye kabuklarının üzerine sana yüreğimi hediye ettiğimde gözlerindeki ışımkla parlasınlar diye

10 Şubat 2012 Cuma

Aşk saklambaçı


Aşık insan , aşkın yollarında yürümeye çalışan kişi , denizde seyir eden gemiden farksızdır nasılki bazen  akin süt liman sularda hareket ederse nasıl ki bazen fırtınalara göğüs gererse nasıl ki bazen korsanların yağmalamalarına karşi  koyarsa  nasıl ki . Bazen de akıntıya kapılım karaya oturursa aşk  olup aşkın yolunda yürümekte böyledir .bazen sevdiğinin kolarında dinlersin  kulağını sol yanına dayayıp kalbinin atışlarını , bazen tüm özlemlere ayrılıklara inatla bağlanırsın sevdiğinin kalbine bazen umutsuzluklar yağmalar ruhunu yüreğini bazende başka  nefs yoklar nefsinin otyrduğu semti , ama aşık olmak tüm bu zorluklara direnmektir  ve yoluna devam etmektir olduğu yüreğinin yolarında bilmediği bir rotaya .yani dikeninden dolayı gülü suçlamazsın ve ne pahasına olursa olsun o gülü koklarsın dikenlerine göz kırparak .
ipeğine kast edilmiş bir koza gibiyim canın içinde can barındıran hayata günaydın demeyi beklerken karanlığa gömülen ,mutluluktan payını almış umuda niyet etmişken NECİP FAZIL ‘ın ÇİLE’sinde hüzne atvedilmiş bir ayraç olurum yüreğine ayrılmış yüreğimin  can suyunda.
yıldızlara yakın düşlerde dua ederken ruhum, sen hergece bende ölsen , her sabah senin gözlerimde doğsam  saçlarına değen gun ışıklarında ben adına edilmiş duaları sürsem gül yüreğine bir katre tatlı suda ummanları bağışlasam  görmediğin bir düşün içinde ..
yataklık ederken yüreğim yüreğine nefesimi içine çekerken ,sana bakan gözlerime özlemi nakışlıyorum   sensiz atmayan  kalp atımlarımı yol kenarlarında örülmüş taş duvarların arasına sıkıştırdım sana geldiğimde kalp atımlarımda yüreğinin sesini duy  , yaptığım tüm kağıt gemileri yakıyorum sana gelirken  geldiğimde düşlerim gözlerine demir atsın diye .
Hani oyun oynardık saklambaç ve ebe olan şöyle derdi ya önüm arkam sağım solum saklanmayan ebe  diye  bende aşkının saklabacında ebeyim  ve önüm arkam  sağım solum  aşk  ve gözlerimi açtığımda sobelemek istiyorum yüreğini yüreğime ve artık sen ebesin demek istiyorum
Lakin düşünuyorumda bizim oynadımız aşk saklambaçında ebe olmak daha zevkli  bu  yüzden midir seni asla bulmayışım sana bakarken gül yüreklim
As yüreğinde ki  tüm umutsuzlukları gökkuşağının yedi renginden aşağı ve yüreğimin gökkuşağı altında kaldır ruhunu aşkın dansına bürünsün ruhum hu çeken kumruların zikrine ruhun aşkın dansında sema ederken 

9 Şubat 2012 Perşembe

ruhumun ağrılarının zirvesine süreyim aşkın gözlerindeki bakışlarını


Parmak ucu dokunuşlarının gıdıklanması var yüreğimin sol köşesinde aşk bağdaş kurup otururken gönül sarayımın tahdına .bedenimin kirliliğini temizlesin  semaya çıkan gözleri ıslak dualarım ,iliklerime kadar ılanmmışken aşkla
Yağmurlar dokunur yıldızlara göz kırpan denizlerimin nemli dudaklarına sahillerimde bir gökkuşağı belirir replikonu tutsak edilmiş unicornun ayak izine .kahve rengi gözlerimi dağlıyor aşk içime işliyor hücrelerime kök salıyor  yanlızlığımın tenhalığına düşen sen gibi büyüyor içimde her gecen dakika dalga dalga .
açık denizler kadar geniş yüreğimi dolduracak bir şeyin olduğunu hiç düşünmezdim ,aşka yakalanıp aşkın zindanlarında tutak olana dek şimdi göruyorum  dar geliyor acık denizlerim kadar yüreğim ve biliyorum ki evren kadar geniş olsada gerçek aşkın bir damlası bu sonsuzluğu dolurmaya yetiyor hayıflanıyorum yüreğimin yeteri kadar geniş olmayışından yeteri aşkla dolduramayışımdan (ama bunda şükür demi gül yüreklim aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulmazmış)
yüreğimi  sonsuza açtım  aşkla doldur yüreğimim kanyonlarını azgın nehirler olsun asi gibi ters akan ve şellaleler gibi çağıldayarak aksın yeniden yüreğimi dolduran pınarların gözlerine cenaze saffına musalladan bakan mümin bedeni gibi ram olmuş yüreğim yüreğine .
Özlemlerim ayyuka çıkmışken göç eden kuşlara veriyorum yazdığım mektupları uykusuz gecelerimin ilk ışıklarında özlemlerimi kalemimin dar ağaçına asıyorum .denizkızlarına komşu umutlarımı topluyorum denizlerimden bir bir ,aşkın gökkuşağında kurduğum salıncaklarda sallasınlar çocukluğumun bayram sabahı çocuğu mutluluğunu tatsın beni bayram sabahı çocukluğumun umudundan mutluluğundan ayrı koymasın bırakıp gitmesein diye umutlarım 
..Yüreğimin esir tutulduğu aşkın zindanlarında bir yüz görümlüğü gönder bakışlarını , ruhumun ağrılarının zirvesine süreyim aşkın gözlerindeki bakışlarını