hürriyet

14 Mart 2012 Çarşamba

Şimdilerde öznesi olmayan devrik bir cümleyim

Şimdilerde öznesi olmayan devrik bir cümleyim
Bulutsuz bir havada yere düşen yağmur damlası gibiyim
düşüyorum
Uzak bir denizim kıyılarına serilen
safralar karışıyor beraklığıma
Martı çığlıklarında
Ve sokuluyorum senin sahillerinde iyice
Çok uzaklardayım senden
seni Yüreğimin içine hapsedip tüm kapıları sıkı sıkıya kapatmışken
 Bilmiyorum  belki bu yğzden senden bu kadar uzaktayım
Belki de  kapıları açıp özgür kılmak gerekirdi seni
yüreğimin  Karanlığına alışmanı beklemeden
Yüreğimin yanan yanlarını yakmak gerekiryordu
içimdeki kızıldenizi
Bakışlarındaki MUSA teslimiyeti ile yarım
Ruhumu parcalayan köpekbalılarını boğmak için 
Yüreğinin kıyısındayım 
düşeyüm diye yüreğine damla damla
Gözlerinin yarılarından
Hangi  fırtına dindirebilir ki içimdeki NUH ‘U
hangi çöl kandırır ki içimdeki KAYS’ı
Hangi çınar dallarının kırıldığı yerden inlemez?
hangi sonbahar yaprakalrımı dökmez ömrümün bir bir
Ruhumn fırtınalarından arta kalan
Dümeni kırık  yelkenleri yırtık  bir gemi .
Sargılar sarabilir mi yaralarınızı,
 güverteden gördüğüm kara yüreğin değilse
Söyle nereye sığınır  içimdeki NUH
Yüreğinde gayri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder