hürriyet

30 Haziran 2012 Cumartesi

Aynı gecenin iki ayrı yakasında batarken karanlığa güneş doğardı çırıl çıplak özleminin üstüne .


Aynı gecenin iki ayrı yakasında batarken karanlığa  güneş doğardı çırıl çıplak özleminin üstüne  .
Yorgun kavuşmalar  biriktirdim  gelişlerime , senli bir hayalin hesabını kapatırken  geceyle . hırcın denizler birikir gözlerimin  kara bulutlarında , ateşli tutkularımın ıslak  elllerini tutuyorum, dudakların yakarken ruhumu. Baze  esen rüzgâra senli bir şiirin sözlerini iliştiriyorum .yüreğimdeki denizler alev alıp .. yıldızların  kandil olup yanıdğı gecelerde. Yokluğunun  düşlerine yazılmış bir aşk mektubu düşer  düşsüzlüğüme .

her kavuşmamız ayrılık olup dönerken yüreklerimize ,  bayram sabahı çocuklarının   bırakırım avuç içlerine . Sessiz ayinlere katıldıkça yüreğim ,ayrılıklarda selamlaşmayı bekler ruhlarımız .
denizlerimn gün doğumlarında demler ayrılığı ,birikir  özlemin senden uzak bir sahilde ,

gül yüreğinden uzakta kalınca yüreğim , yaşanmamış bir aşkıın gölgesi  düştü aşıkmızın üstune bedeninnden uzakta yosun tudarken bedenim .emaya çıkan dualarımın söyleyecek sözleri vardı. Telaşlı vedaları  dokunur oldu yüreğime daja sana  kavuşmayı sindirememişkenayrılığın kapıları açılır oldu el salalyışlarının , yüreğim yüreğine dokunmadan  , yüreğien sorular sorulmadan cevapsız , cevapları bulmadan hep aynı royata seyreden ama limanına ulaşamayan bir gemiden farkısız olur tenine susamış bedenim  ,
aylığın mekanında , özleminin mutluğunu yaşarken . Senli limanlara yanaşacak gemilerim , hayalinin kertesinde   başlayacak her demir alışım ve gzölerinin buğusunda sonlacak . sonra, sana biriken  tüm  aşk sözcüklerimi   yüreğine fısıldayacağım .
Gözlerindeki huzurlu  limanlara bu gece sevda gemilerim demir atacak . Bu gece yüeğine vurduğun tüm kilitlerini aç korsan yüreğim yağmalasın yüreğinin ganimetlerini .

29 Haziran 2012 Cuma

vâveylâydım vav oldum


vâveylâydım vav oldum

uzun bi yol oluyorsun yüreğimdeki aşka.sağında ayrılığın ayrık otalarının sardığı solunda özlem çiçeklerinin  yeşerdiği .tenime değen rüzgarda garip hüzün kokusu var eskilerden aşina olduğumm gündoğumlarında pruvadan içime çektiğim .ve içimde dinmeyecek özleminin kanmalar var , özlem kanalarından can vereceğim  .işin kötu yanı özlem kanalarının hep insanın kalbine akması ne merhem ne yara  ne ağrı  nede devalar çare oluyor için için ince ince kanıyor .


Aşk üzerine yazılmış aşknameler okuyorum şems ile mevlanayı anlatan , leyla  emcnunu anlatan lakin ben okuduğum aşknamalerde hiç birini göremiyorum ben okudum tüm cümlerde seni  göruyorum ve tüm aşknameleri sana yoruyorum sevgili.Belki bir gün  binlerce aşk  sözcüğünü hizaya sokup bende yazarım seni anlatan bi aşkname kimbilir.


Sıyrılmak istiyorum bu temaşayı alemden sıyrılıp semada kendi beliğimi seyretmek istiyorum yüreğini taaf ederken yüreğim .tüm alem kainat  taaf alinde değilmi zaten  düşünene sevgili yaratılan herşey atomdan  yıldılara  galaksilerden kainatın kendisine herşey her an  taaf etmiyormu ilahi aşkla sanırım insan yüreğide unun için yaratılmış çevresinde dönüp duracağı bi başka yürek için  pervane misali denöp duracak ve en sonunda aşkı için kendini atşe atacak  aşkın ateşi ile yanan bi yürek .


Yırtıyorum yüreğimin seyir defterinde  senin adın geçmeyen sayfaları sadece deniz gecenler sayfaları bırakıyorum ( tabi birde fenerbahçe çünkü fenerli doğduk yapcak bişey yok ) bilirsin deniz benim ilk aşkım  sonsuz mavilikler ilk kayboldum yer kendimi aradığım ve kayboluşlarımdan mavilerde gözlerinde bulduğumm yüreğimi


 Masum vav halimden koptu bu vâveylâ,  mavi bir nun olup düştüm kaybolduğum mavi denizlerimin içine karıştım deniz oldum gözlerinden düşen bir damla tuzlu suyun tadına varabilmek için tadınca gözlerindeki denizlerin tadını yüreğimde vâveylâ,ydım vav oldum

27 Haziran 2012 Çarşamba

Yüreğimin sesine bir ses ver


Yüreğimin sesine bir ses ver

Özleminin sensiz yollarından gecerek düşlerinin en bensiz uykularında olacak sana gelişlerim sevgili.fırtınlara yataklık eden denizlerimin en sakin  sabahlarında uyandırcağım seni düşlerinden öperek ey yar.yüz görümlüğü seni görmelerimden devşirdiğim anları asacağım göz kapaklarına  gözümü her kapadığımda doyasıya göreyim diye , gülüşlerine meftun olduğum gül yüreklim.

Yüreğimin sesine bir ses ver ve sesinin  yüreğimde bıraktığı kekremsi tatda benliğimden soyunayım sen olayım.yaklatır ılık nefesini , nefesime yak özleminde donan bedenimi  ve yanlızğında titreyen elllerime sürt ellerini .gül yüreğinin bereketini getir ,aşkımızın üstüne  serpiştir  balıkçıların denize attığı ağlar misali sarsın ruhumuzu .

Sensizliği tehdit ederken gecenin kör vaktinde  , yüreğimdeki sakin denizlerim kapardı taştı . kalemimin mürekkebinden iyot kokan senli kelimeler .dağları aştı  senin için yazdığım sana layık görmeyim üstünü karalayıp attığım  kelimelerin yazılı beyaz kağıtlar.seni düşlerken yakıyorumm  üstünü karalyıp attım  kağıtları ve ateşinde  sensizliği demliyip , dumanında seni içime çekiyorum .

Çığlık çığlığa kaçışıyor senli düşler  sabahın ilk ışıklarında yanıp kül olmaktan kokuyorlar  belkide güneşin ilk ışıklarında ,kaçışan kelimelerimi okşuyorum seslerinden

Gündüz seni düşlemenin güzeliğini anlatırken .ölümün soğuk nefesi okşuyor sesimi ruhumun kanamaları artarken sensizliğin içinde .musallaya yaklaşırken bedenim recm ediyorum  sensiz gecen günlerimi recm ederken sensiz günleri kal yüreğimin kuytularında  gül yüreklim .

Asi nehri gibi tersden akıyor  sanki ömrüm , seni yaşayıp   sensizliğe giderken gönlüm .sensizliten senli günleri doğur  gül yüreğinde açan goncalardan , gelişinle feth et sensizliğin işgal ettiği  bedenimi sevgili ve yüreğimin pervazlarına tüneyen tüm beyaz güvercinleri uçur dudakların tenime değdiğinde .sensizlik katlederken beni ,  yüreğinden gözlerine taşan  pınarların  başında yeşeren tuba dallarının gölgesinde yaşat beni sevgili


26 Haziran 2012 Salı

Esarlı bir denizin kokusunu çekiyorum içime


Esarlı bir denizin kokusunu çekiyorum içime

Ne yazsam byehude ,
Gecenin kör karanlığında  satırlara 
başı boş sözcükler arasında dolaşıyor
,
avare avare  kalemim
,
efsunlu bir hayal geziniyor gözlerimde
Esarlı bir denizin kokusunu çekiyorum içime

 yüreğimdeki yangına,
 içimdeki aleve ,
denizler gibi kabaran gözlerime ,
lal düşen dilime
Bir kerecik gül, gül  yüreğinle




Annesinden ayrılmış Yavru bir ceylan gibi

muhtacım sana

Rügarda Süzülen bir martı gibi ufukta

Nefesine muthacım süzülmek için çiğerlerine


sensizlikte seni arıyorum yorgun

hep hayalin tasavvru edeyor gözlerimde



Hasretimi  yazamıyorum  satırlara

Bazı  hisler yazılıyor söylenmiyor

yada ben beceremiyorum yazmayı söylemeyi

sen gözlerime bakarken anlasan diyorum

yaşadığımı seni düşlerken anlıyorum

dokunamasamda  sana

yüreğimde dokunuyorum ruhuna

özlemin sürekli püsküren lavlar gibi

yakıyor bedenimi

ortalık toz duman
herşeye çare olan zaman

yokluğuan neden çare olamıyor

neden zaman yokluğunda eriyor

ağustos sıcağında kalan buz gibi



sana olan aşkım zirveleri aşıyor

özlemin beni aşkına bağlıyor

Korkutmuyor beni  sensizlik
aksine güç veriyor cesaretlendiriyor
kısacası seni  özlemek düşlemek

Senin hayalini kurmak


senli İsteklerim , tutkularım ,
Herşeyinle sen beni yaşama bağlıyorsun

Gül yüreklim

25 Haziran 2012 Pazartesi

bakışlarının denizfeneri ışıkları aydınlatsın yüreğimin döküntüler kıyısını


bakışlarının  denizfeneri ışıkları aydınlatsın  yüreğimin döküntüler kıyısını

 hayalin gezinsin  yokluğuna kurulmuş cümlelerimin  sözcükleri  arasında

yüreğimin  feryadını suturayım çocuksu  kaprislerinde
ve kaybolayım tebessümlerinde yüzünde açılan çukurlukta …

yüreğimden yüreğine çizdiğim aşkın rotasında yalnız çektiğim küreklerin sesidir yüreğinin atımlarında kulağında yankılnanan sesler..ölümcül bekleyişlerin sonunda esen umut fırtınlarında yelken açtım sana , hirpani yürek karinasi delik bir   tekne ile  sonsuz mavilerin ötesinde sınırları olmayan bir hariatada keşfedilmemiş bir çoğrayaya  .giden bir kaşifim gözlerinin sırlı   efsununa – meftun olan .
dudaklarım dudaklarını özlerken  suskun bir şiir düşer yakamozların ortasına ayın şavkı aydınlatmaya çalışırken  yüreğimin yokluğunun ateşinde yanıp kömur olan  yanlarımı 

,kollarım saramasada seni  yüreğima aşkınla atar zaman tüketirken ömrümü

gecenin karanlığında mavi bir deniz düşer  seni andıkça yüreğime, yaralı bir ceylan gelir  su  içmeye iner  gözpınarlarına ayrılığın gözüyaşlı timsahları pusuda beklerken  akrep ile yelkovan arasında

. yüreğimin gelgitlerinde  boğulurken  ruhum gözlerindeki yakamozları bırak  senizliğin koylarında koyunuma Yokluğunda  koklayayım yine  kokularını  gecenin tutsak oldugunu parmak uçlarımda seyrederken galaksileri benim muradım sana kavuşmak değil sen olmak  sensizlikte .kurban ederken kendimi  günbatımında kızıla boyanmış ummalarda sana .özlem ateşinde demlediğim cayımı yudumlarken

Tut yüreğimeden ve yüreğimden öp yüreğinle ,mahrihülyalarda gün batımlarında beni benden al kat bedenine MUSA ‘ nın asasını vurduğu engelleri kaldırğıı çağdan gönüllü forzasıyım   kendi gemimin . kürek çekiyorum yırtılırken sana açtığım yelkenlerim

ayrılığın ağları atırken denizlerime . uykusuzluğumun göz kapaklarına yazdım seni hayaline esir düşerken düşlerim
sensizlikte biriktirdiğim cümlerimi nakş ediyorum  satır aralarına ve her paragrafın sonuna üç nokta koyuyorum sana kavuştuğumda devamını yazmak için  gül yüreklim

24 Haziran 2012 Pazar

Kaç kez kuşattın yüreğimi yüreğine seferler düzenlerken yüreğim gül yüreklim


Kaç kez kuşattın yüreğimi  yüreğine seferler düzenlerken yüreğim  gül yüreklim


Denize düşen yağmur damları  gibi kaybolum gidiyorum
gece ile gündüz arasındaki zaman aralıklarında

Yanlızğımın kaf dağını açıp kanat çirpmak istiyorum yüreğimin zümrüt yeşili vadilerinin semasında
anka kuşlarıyla  
zamanı yitirip bekleyişlerimde zamansız kalmak istiyorum .yüreğimden mahşerin dört atlsını sürerken yanan denizlerimin kıyılarına .yüreğimin kanyonlarında yankılanan nal sesleri var kulağımı titreten yüreğine düzenlediğim seflerden artla  kalan .

Kaç kez kuşattın yüreğimi  yüreğine seferler düzenlerken yüreğim  gül yüreklim  kırk harami kırk yerden yağmalarken yüreğimi  , bir lamba bulurum yüreğimin  baykuş öten yıkıntılar mağrasında üç dilek  hakkım oldugunu söylerken  lambanın cini  son iki hakkımı  cine  bağışlıyorum kendini özgür kılması için  bana bir tek sen dileği yeter deyip .

avere serkeş bir mecnun gezerken yüreğimin buzul çöllerinde hüzünlü bir uğultu duyulru esen rüzgarın namelerinde  arzuya tutsak nefsimize atmışken tutkunun kemendi  uykusuz gecelerde öderim  düşsüzlüğmün bedelini


hiç rüya görmedğim gibi Hiçbir rüyayıda hayra yormam . ama sabaha tutsak her ,gecenin enkaranlık anlarında seni düşlediğimi bilirsin .sabrın taşları infial ederken güneş vurmayan sabahlarda denizden gelen fısıltılara kulak kabartırım .  vuslata hasret gurbet kuşlarının çırpınışlarında.

Ey yüreğimde ki kızıl elma , gözlerindeki gül i rana . gül yüreğinin gül kokan dikenlerini batırmak istiyorum yüreğme  gül yüreğinin miski amberleriyle boyasın diye  aşkından yanan yüreğimin buzul  çölleri.

 EY 
âfet -i cânımın canananı . âfetengîz bir  âfet -i devrândır , gözlerime tereşşüh  serabın serâğâzı .aşikar olduğum  fırtınlardan raman  kalmışken mutluluğun leb-i deryasına ulaşmama, zebun oldum . cüdâyîn saran  zehrnâk hablülmesâkinlerinde ..

 Aşk  fakiri   yüreğimde sana yazdığım mektupların mürekkep  izleri var  lal düşen kalemimle  yazıp hasretkeş zafrların içinde sakladığım..aşkına yelken açtıkça , muhammes satırlarımda muhiş bir fırtına kopar yüreğimin sana uzak kalan yanlarında . bismillah tüm yelkenler  fora deyip bilâpervâ sana dümen kırarım  bodoslama

 Ne yapsak beyhüde , kelepçeliyiz sanki ayrlığa ne yapak ayrılamıyoruz ayrılıktan.tüm ayraçları  ayrıp aşkın otahlarını kurmuşken kaf dağının zirvesine terki dıyar  mı? etsem tüm yaşanmışlıklarımı , yaşanmamışlıklarımda aşkın yüceliğine varmak için

İlk baharlar bekler kar yağan kapılarımın ardında hercai menekşeler  açarken zemhirimde bir iğne deliğinde sıkışrım  tüm kaainatı içine alan kat kat güller açarken gül yüreğinde  katmerli bir hüzün düşer sana uzak gecelerde payıma
sensizliğin paslı çivileri batarken yürüdüğüm ıslak  rıhtımlarda  ayağıma , kaybolurum zaman denen şeyin labirentlerinde yaslı bir rüzgar eserken gülüşlerinde .yokluğunun , yoksuluğum  sessiz bir çığlığın  çığları düşerken yüreğimin yankınlarına  yüreğinin sesini dinlerim yankısız , yanan yanlarında

22 Haziran 2012 Cuma

Bilmem kaçıncı şiirmin kaçıncı satırı bu


Bilmem kaçıncı şiirmin kaçıncı satırı bu

Kalemimi sensizliğe dokundurarak

Yazmaya başladığım

Zemheri soğudur haziran gecesinde içime çektiğim

Uykusu kaçan kelimeler  bir biri ile yarış içersinde

sana yazdığım şiilelerin içinde yer alma telaşıyla

bordo bir denizde  mavi bir düş var sakladığım senin için

her aşık sevdiği  ile ele ele tutuşacağı bir kuytu ararken

ben yıdızları tutuşduruyorum

sana yazdığım satırlarda  ayyuka çıkarken  aşk

şiirlerimi  göremediğim düşlerde

gözlerine bakarken bitirmek istiyorum sevgili

ben deniz isem sen martısın göğümde çığlıklar atan unutma

ben  sonsuz aşk ateşi isem yanan sen pervanesin   ateşimde kendini yakan ..

sen düş isen gecelerde , ben uykuyum gözlerine konuk olan düşleri görmeni sağlayan

sen Yusuf isen ben dipsiz kör bi kuyuyum  içine atıldın sevgili

yazdığım cümleler arasında  gezinirken dilin nefes alamk için durduğun noktayım ben

sen yüreğinin sesini dinlerken okduğun satırlarda   dinlediğin bendim aslında

kelimlerle aram iyidir  sözcükler beni sever bende onları

istediğim herşeyi bi cümlede anlata bilirim

 aşkını ciltlerce yazdım ama anlatmayı beceremedim

kabul ediyorum bu konuda becerizisim ne kadar yardımcı olsa kelimeler

ne zaman kalemi alsam kendiğinden  cümleler kursalarda  yetmiyor

aşkını anlatmaya.
yetmez  yüreği aşkın gölgesinde esaret altında  tutmak

özgürlüğü düşlerken  gönüllü teslim olmak gerek kayıt şartsız aşka

unutma sevgili aşk

sevdiğin yanında olsada olmasa da

aşkını yüreğinde büyütmeye devam etmektir

ama bir ressamın

gökkuşağını resmetmesine  benzer kelebek kanadında

aşık olmak

 kavuşmayı beklerken 

heykel tıraş  olup ham mermerden mezar taşını oymaktır

seni özlemek


yüreğini kaybetmiş bir aşkım


yüreğini  kaybetmiş  bir aşkım

yüreğini  kaybetmiş  bir aşkım ,kanım damarımda düğümleniyor  özlemini  içerken sessiz gecelerin çığlıklarında  ölümün serinliğini bırak aşkının üstüne  alev alıp yanan yüreğim serinlesin  yüreğimin elinden tut kaybolmuş aşkının içinden çek çıkar yüreğinde kaybolması için .düğümlenen kanım aksın  yüreğindeki bakışlarımın izlerine  ve sen beni izle dualrın kabul yerde diz çöküp  . bir yürek atımı kadar boşluk kalmasın bedenlerimiz  yakarken bedenlerimizi . Yeni umutlar yeşersin küllerimizden , yeni aşklar açsın , kozasında beklerken mutluluklar kanatlanıp uçmayı.Kelimler göç ederken dilimden   bırak toplayayım bakışlarında açan papatyaları ,zemheriler düştüğünde yüreğinde  fallar açamk için göz kapaklarında.

Sağnak sağnak  yağarken yüreğime , bedenim sırılsıklam  aşk olmuşken  aşkın yağmuru  kokarken  yüreğinde   güller açsın gül yüreğinde  aşk kokulu sevgili.

Dilim lal olmuşken kanat dudaklarımı öpüşlerinle ,cebimde boş zarflar varken sen doldur içini kuramadığın  cümlerle* yüreğindeki ıslak denizlere daldır  ellerindeki beyaz kağıtları  yüreğindei denizlerin rengini alsın  bırak kuramadığın cümleler ıslansın  ve ıslak mektuplarını  koy cebimdeki boş zarflara sevgili ama yakma kağıtların köşlerini yüreğimin sol köşesi yanarken  volkan közünde  sen yakma sevgili kağıtların köşesini.

Yüreğini aşkında kaybetmiş bir aşk  bağışlıyorum sana  , suskunluğumda  aşkın alfabesini Çığlık çığlığa resmederken kalemim .çoğul aşkımın tekil  sensizliğini yaşarken diz çöktürüyprum sensiz geçen her güne hayalinin önünde ve sürgün ediyorum bakışlarımı baktığın sahilere bakışlarına prangalansın diye .

Kus içindeki aşkı bakışlarınla sana uzanan ellerime içinde yanan közleri bırak yüreğime Bırak yüreğim yansın  yüreğin yerine   ben alıştım sevgili yokluğunda kusarken yanardağlar  yüreğime  hayalinin gözünlerinden çığlar düşürmeye.Sıkayım bendenini  sensizliğin ellerinden tutan ellerimle ve gözlerinden sızan aşkın şarabını içeyim , öpüşlerinle kanayan dudaklarımla .ne  vakit sana kavuşsam  sensizlik yağar bulutlardan üzerime her düşen damla dağlar tenimi ,içi sensizlik dolu su kabarcıkları oluşur ve seni hayal ederken MUSA ‘ nın asası patlatırım  içi sen dolu kaparcıkları   damla damla sensizlikte seni içmek için sevgili

Sensizliği  yazarken yetim kalır  sözcüklerim ,cümlelerim mutluluğu arar senli şiirlerimin içinde , dumanı tüter yanan denizlerimin ,kalemim lal olup damla damla dökerken mürekbini satılarda sensizliğin üstüne .



Uykuya hasret gözlerimi aşka uyandırıyorum sensizliğin sabahlarında,yanlızlığıma  saklanmış  seni arıyorum, çayımın buğusunda  yüreğimi demleyip yudum yudum içerken özlemini içtikçe özlemini sana su(s)uyorum , susadıkça  su(s)uyorum ,sustukça  senli cümllerim büyüyor dilimde ve sessizce haykıyorum

21 Haziran 2012 Perşembe

Aşk Yanlız Bir Bekleyiştir



 Fırtınalı bir denizin kızıl gün doğumlarında okşuyorum yokluğunun bakışlarını
yüreğimin iç cebinde özlemine dair kelimelerim  var söylenmemiş,
rüzgâr, hasretinin koksunu getiriyor yokluğun iniyor yazlızmın üstüne
sanki  mevsimlerden Zemherideyim  , sensizliğin  yorganını çek üzerime  sesszice
Bu gece kayan bir yıldız yakaladım .üzerinde özlemin yazan ., avuçlarımı yaktı  özlemin , deli denizlerimin  en soğuk  yanına daldırdım yanan ellerimi. Bir deniz kızı, söndürdü ellerimde yanan özleminin yangınını  ,ve yüreğimde ki yokluğundaki varlığının üzerine serptim özleminin küllerini..

fırtınalı denizlerimde gül yüreğinin sureti belirir yokluğuna aşılmış gözlerinmde .hayalin  Vuruyor özlemleminde can çekişen  yüreğimin sol yanına

kavuşmanın yüzüsuyu hürmetine içiyorum sensizlik denen zehri . Yanlızğı  sensizliğe  meze yapmış halleşirken deli denizlerimle gecenin gölgesinde
sevdanın buğusunda hasret olur demlediğim yüreğimin közlerinde . yaralı bir kuş konar gözlerimin pervazlarına karanlık geceden ayrılır et kemikten i tuz denizden aşkınin şiiri dilimin ahuşuna düşer dokuşunla kaynayan yüreğim , yokluğunun sarılmasında kanar.
tenime her değişi teninin bultların öpmesidir toprağı yağmurun dudaklarıyla.perçemine göz sürerken bakışlarım öldür beni en sen olduğum anda yak . yüreğinde savur küllerimi ganzjın üzerine bahtımın karanalığında gizlenen gecenin en yıldızsız halinde ,her zerremde yeniden sen olayım  , gündoğumlarının sancılı bakışlarında gecye.

Bekleyişlerimin kıyılarına vurur senizliğe yoladığım mektuplarım ve yararım Musa misali yüreğimdeki bahr -i ahmer leri döndükçe yüreğimin dağ başı teferrüdü.
kirlenmiş bakışlarımı temizler , yüreğinin bahr -i siyâhı ve müjganından tahassür süzülür yüreğimin  müzlim âbârlarına .

Sana yazdığım mektupları  asıyorum kalemimden kurulmuş darağaçlarına .memati ile  raks eden ruhumu izlerken bedenim, hayalinin işgal ettiği gecelerimde. Yüreğime farklı iklimler yağıyor  , âb -ı bâderenginde oluşan alâim-i semâ geznirken  çocukken yağtığım kuyruksuz uçurtmalarım .


tükenince sessizliğim azar tüm deli denizlerim yüreğimin nehirlerine akar tüm  kavuşmalarım rotarlı bekleyişlerin ertesinde ,uzat uykulanın ellerini  kat beni düşlerine en korkusuzca kavuştumuz yerdir düşlerin hadi düşlerine götür beni ÇÜNKÜ Bahrlarım binemek , leyâlîm necmsiz  fakdinde gül yüreklim (verda fuadım
, ‘AŞK YANLIZ BİR BEKLEYİŞTİR

16 Haziran 2012 Cumartesi

Sevmek bir yağmur tanesi olup bulutdan denize düşmektir


Sevmek bir  yağmur tanesi olup bulutdan denize düşmektir

Yani Sevgiyi başkalarından beklemek yerine , sen sevgini yaratılan her canlıya ulaştırmalısın YUNUS’UN dediği gibi yaratılanı severim yaratdan ötürü

İnsan yüreğinde sevgi anne karnında baslar  annesinin sevgisi hissederek ve gözlerini dünyaya açtında  sevgi ile sarmalanır ,sevgi insan yüreğinde batmayan bir güneştir ama yüreğindeki güneşi gölgelememek gerek ışığını baktığın herşeye yatnıstmak gerek gözlerinle .insan hep sevgiyi arar peşinden koşar oysa sevgi su dögüsü gibidir önce sen deniz olup  suyunu vermen gerek  isteyen herkese bereketini sunman gerek , nasıl bir su damlası denizde  gözlerini açar hayata  sonra  buharlaşır  yağmur olup toğraga  ordan yer altı sularına  , nehirlere karışır ve en nihayetinde buhar olup buluta sığındığı yerden yeninde gözlerini hayata açtığı denize düşer .işte sevgide böyle dir  sen yüreğimdeki  güneşle aydınlatıp , ısıtırsan yüreğinin aydınlığı ve sıcaklığı  en nihayetinde tekrar sana dönecektir .

Nedir sevgi  

Kardelen olup güneşi bir kez görmek için doğanın beyaz gelinlğinin duvağını aralayıp bakmak mıdr?

Timsah   olup  ölümcül dişleri arasında  yavrularını suya götürmek mi,

 eşini kaybeden bir turnanın ömrünü  geri kalanını tek yaşamasındaki vefa mı

yoksa  yaralı eşini bırakmayıp onunla korumak için kalan yaban kazının sadakatimi  nedir sevgi

sevilmek nedir

her sabah uyandında sana tebessüm eden bir yüz görmek mi ,?
bir başkası için vazgeçilmez oldunu bilmek mi?
sen bakarken başkasının gözlerine , yüreğine baharın geldiğini hissetmek mi?


Sevmemek nedir
asık bir suratla ortalıkta dolaşmak mı ?


Tebesümle  selam verenleri terslemek mi

Ekmek kırıntılarını yuvalarına taşıyan karınca katarının üstune basmak mı

sırf oyun diye kanatsız yavru kuşarı uçabiliryormu diye yuvadan aşa atmak mı

yoksa oyun oynayan çocukların topunu kesmek mi ? bahçeye kaçtı diye

Sevilmemek  nedir peki
hırçınlaşan denizin , dalga kıranları dövmesi mi ?dalgalarıyl


Asırlık bir çınarı  kesip  sallana sandelya yapmak mır  ? kendi zevkin için

Arkadaşının  sevdiğine yazdığı özlem mektubnu yakmak mıdır ? soba tutuşdurmak için

Yoksa zemheride açan bir gülü koparım bir kavanoza koyup seyretmek midir?

Velhasıl kelam  nedir sevgi denen şey

Uzakta mıdır? yakında mı ? yenir mi içilir mi?

Elle tutulup  gözle görülmeyen seyin nasıl farkına varılır

Aynaya  kendine  tebessüm ederek baktığın da fark edersin sevgiyi

Önce kendini severek anlarsın varlığını

Yüreğinde  sevgiyi bulup sevginin  hep içinde  var olduğunun bilinçinde olduğun vakit   insan , hayvan  diğer yaratılan tüm mahlukata bu sevgiyi yanısata bileceğini öğrendiğinde, yaşamak denen sanatı  icra edersin ve ozaman   karşılık beklemden , küçük hesaplar peşinde koşmadan insan  olmanın   güzelliğini görürsün aynayan baktığında gözlerinde.

Sevgi  aynı şeyi özlemektir  aynı anda  belki de  
belki de  el ele tutuşmaktır sıkıca


Isınmak için sarılmak birbirine soğukta belki de

Belki de  kendi benliğini korumaktır sevdiğinin benliğine hükmeden

Herşeye rağmen elif gibi tek olmayı başarabilmektir merkezde durupda belki de

Pekii

Sizce  nedir  sevgi

12 Haziran 2012 Salı

sabrımın derviş yüzüyle bakıyorum , gizli bir sevişmenin günahı yakarken bedenimi ,


Satırlarımı okurken öğreneceksin seni ne kadar sevdiğimi özlediğimi

 ancak yüreğinle anlıcaksın senin için hissetdiklerimi sevgili



sabrımın derviş yüzüyle bakıyorum  , gizli  bir sevişmenin günahı yakarken bedenimi ,

 yürüyorum  gördüğümün serap oldunu bile bile yokluğunun üstüne ,tuzağa düşürülüyorum ,pusular atarken yüreğimi yağmalayan korsan sevdalara .tüm aldanışlardan yağmalanmalardan geriye kalan zamanın tenimde oluşturduğu kırıışık bi silüettir

fani olmak bedenin yaratılışının gereğidir , aşkın baki olması  yaratılışın gerçeğidir. Bulutların  gözyaşlarımıdır yağan  ,susuzluğa direnen ayrıkotunun üstüne ,diren sevgili ayrık otunun susuzluğa dayandığı gibiyokluğuma   dayan ve yak yokluğumu ,  hasretinin ateşinde  .( derler ki zamanın birinde  7 yıl yağmur yağmamış tüm bitkiler  kurumus  tüm hayvanlar  , insanlar göç etmiş yağmur yağmayınca   kuraklığa dayanamayıp bir tek ayrık otu kalmıs  yerinde ve yedi yıl sonra yağmur yağınca buluta dönüp ayrık otu  yeter artık cok yağdın  her yerim çamur içinde kaldı  bukadar acele etmene gerek yoktu yağmak için  bikaç yıl daha beklerdim demiş )

 ne zaman  çayımı yudumlamak için dudağımla buluştursam bardağı , dudaklarının dudaklarımla buluşması geliyor aklıma  bilirsin  nasıl bi çay tiryakisi oldumu ve ne sıklıkla çay içtimi.

Ilık nefesini arıyorum tenime değen serin rüzgarlardaAşka dair tüm sözcükleri kaleminin sırtına yüklerken ,duaların beyaz duvaklarını giyinmiş ellerine emanet ediyorum aşkı .bakışlarınla yıka  yüreğimin  kirli yanlarını sevgili

Geceler nefesimde solurken uykuları  hayalinin sıcak avuşunda dinlendiriyorum senslizliğin kamp kurduğu  gözlerimi .. bordo denizler ayak ucuma kıvrılmış uyurken düşlerimi sırtlayıp acılarımı tazelerim gündoğumu sancılarında.



En acı olan ne biliyormusun sevgili sana olan sonsuz  aşkı yokluğuna kefenleyip varlığını düşlemek. Senzlizlikte kuruyan dudaklarımı gözlerideki bengi su ile sula  ve yüreğinle yamala yüreğimin kapanmayan yaralarını yar.

Eşlik eter teninin   kokusu hasretinin sindiği çayımın  buğusuna ,kurak toprağa düşmek için sabırlanan yağmur taneleri gibi gülüşlerini düşür avuçlarıma sevgili.yokluğunda  üşürken ellerim gülüşlerinle ısıt gül yüreklim.

8 Haziran 2012 Cuma

aşktan kor olmuş yüreğini bas sensizliğin yüreğimde oluşturduğu kırışıklıklara sevgili



Gözlerimi kapayıp dinlerken denizlerimin  çoşkulu sesini

Artık  kızmıyorum ayrlığa  .
kalemimi  kanatıp yüreğimin  mürekkebine sapladığım


Günden beri özlemine daha bi özlem duyuyorum

Yalnızlığımı yudumlarken özlemini bile özlüyorum sevgili

Kanayan şiirlerimi  merhem olsun  okurken satırlara dokunan parmakların gül yüreklim

Ben aşkı giyinıyorum üstüme

ŞEMS’İ GÖREN MEVLANA misali seni görünce sevgili

. aşktan  kor olmuş yüreğini bas  sensizliğin yüreğimde oluşturduğu kırışıklıklara sevgili

Hintli bir aşk gurusu  diz çöküyor  dolunayda sana bakan üçüncü gözümün önünde

Güneşin gecenin  karanlığını temizlemesi gibi

Bakışların   arındıyor  ruhumu , bedenimin kirliliğinden

Özlemin ciseliyor  çayımın buğusunun üstüne

Yüreğimi soğutuyorum ölü yıkama  ayinlerinde ganj nehrinde

Ve sensiz geçen  günlerimin külleri  savunuyorum 

Gözyaşlarına okyanusları tutsak etme gül yürekli sevgili

Bırak aksın yüreğimin çölerine  gözlerinde  ki ummanlar

Ellerim harış neşir olmuşken  yokluğunu aşkın rengine boymakla 

Anlamayadım bir yorgunluk  gözlerimde ,geceye sarılmışken uykular.

Yıldızlara refakatcılık ettiğimden midir sence 

Hadi aşkına yelken açan yüreğimi indir  yüreğinin  sevda denizlerine

Aşık oldum bordo denizler beni çağırken  çığlık çığlık

Üşür mü sensizlik seni sardığımda sevgili

Sensizlik sardığında ruhumu  , bedenimin üşüdüğü gibi

Peki sen bana  geldiğinde 

Gözlerimi mesken tutan sensizlik nereye gider

Bizi ilgilendirmez  nereye giderse gitsin dediğini duyar gibiyim

Ama şunu bil sevgili

Sensizlik özlemini anlamak demek

Seni düşleyip her düş kırıklığında seni yeniden  düşlemek demek

Senszilik sana vardığımda seni bulmak demek

Sensizliği kaybetmek seni de kaybetmek demek

Gizli sevişmelerin günahını  yıkarım

Mayısta  yağan  nisan yağmurları  altında

Bedenim bin yıllık uzaklıkta olsada senden

Yüreğim  kirpiklerinin gözlerine uzaklığı kadar uzak yüreğinden

5 Haziran 2012 Salı

Aşk içinizde saklıdır


Aşk içinizde saklıdır
ama sen  hep dışarlarda ararsın, aşkın içinde  yaşadığı yüreğini yanlızlığa mahkum ederek

Yüreğinde  hep  askın peşinden  gider kendi  amarlarına  doğru  ...
yüreğin amarlarına sürüklendikçe  aşk tarafından sende  bi o okadar uzakta  ararsın aşkı
Terk edildiğin yerde öylece kala kalırsın...
Bir  daha güneş güne merhaba demeden uyanırsın kan ter içinde

Bedenin yaşlanış ömrün tükenmiştir
içine çektiğin nefes  çiğerleri parçalar

Gözlerin uzaklara dalar  ve hayiflanırsın aşksız geçen ömür için

MEVLANA diyorya “aşksız geçen ömrü ömürden sayma

Sende ömrünü ömürden saymazsın

Belkide lanet edersin  aşkıs bir ömürde gözlerini açtın için ve dualarında ölmeyi istersin

aşk içinizde saklıdır

Denize bakıpta onu sonsuz mavi bir su sanmaya benzer bu

Oysa ki hayat  ve gökkuşağının renkleri  görülen mavi rengin  1 metre altında  sakldır ...
saatler geçmesin zaman dursun mu istiyorsun
ozaman içinde saklı olan aşkı keşfet

Ne duruyorsun ...

Ansızın sebepsiz birden giden sevgilileri aşk sanıpta aşka lanet okuma

Ben gideni unuturum yeteri aşk olmasın deme

Aşk senın yaratıldan beri saklı içinde

Hep içinde alan bişeyi nasıl ararsın giden de

Sen gideni unutayım derken

Bir başkası gelir 

Ve giden  aşk onun elinden tutmuş kapını çalmış zandersin

Ne zaman dışarı değilde  kendi içine bakıp gerçek aşkı göreceksin

...
aşk içinizde saklıdır

Aşkın içinde yaşadığı  yürekten kervan kervan göçler yaşarken

Nefsin   bedenlerin çöllerine

 sen  yüreğindeki vahaları  nasıl göreceksin ki ? görme
günahına yeni günahlar eklerken 

Tek suçlu nefsin iken tüm suçu feleğe yüklerken

Yüreğin saklaığı aşk için yanarken

Diline  doladığın aşkı  yutkun

Aşkın yüceliğinden  bir daha söz etme


aşk içinde saklıdır 
ne yeri değişir nede yurdu ...
ne rengi değişir  nede sesi

senin vehimlere alışkın gözlerin göremez

sahte kahkahalara  alışmış kulakların duyamaz

sen aşkı kahkahaların döküldüğü dudaklardan içmeye çalırsın

içip kanmaya

yüreğinde  aşk volkan olup  kaynarken ...
sen kör bir dilenci gibi  sağından solundan geçenlerden meded  istersin

elini göğe kaldırıp HAKK’tan istemek varken

senin  yere göğe sığdıramayıp  avuç içi kadar yüreğine  sığdırdığın aşkın oldumu




aşk içinizde saklıdır
ölüm seni bulmadan

sen  yüreğindeki aklı aşkı bulmayı dene
ömrün ağustos sıcağındaki bir buz kalıbı gibi erirken

yüeğine  bir kez dön  aşkın çekime bırak kendini

aşk seni içine çekip yaktıkça

aşkın alev  ile  kanatlan

yüreğini yer yüzünde bırak arkana dönüp bakmadan 

 cennetin semalarına havalan

aşk ateş iken ateşte yanmaktır

aaşk  deniz iken sussayıp  bir katre tatlı su ile kanmaktır

BAŞKA YERDE ARAMA AŞK İÇİNDE SAKLIDIR


4 Haziran 2012 Pazartesi

bu ayrılık kaç ölüm eder


bu ayrılık kaç ölüm eder



Uyanıyor gecen yine.
Her yer  zifiri bir  karanlık içinde .
sokaklar sanki Yusuf atıldığı  kör bir  kuyu.
Ver düşlerini , çıakr beni gözlerinin ışığına .
uykularında bana biraz yer aç birazda ben sarayım düşlerinde seni .

yüreğini  ört üzerime.
üşümesin seni seven yüreğim .
nefesini gönder  bana   gönder  de süreyim  ayrılığın üstüne .
Uzat sesini. Kanayan özlemine merhem yapayım.
Gözlerini getir bana
getir ki kapansın  hasret yana açtığım   tüm cephelerim .
pusu atmış sana çıkan tüm yolarıma hüzün  .
içimde ki tüm karanlıkları öldürsün
tüm sisleri dağıtsın
bir güneş gibi doğsun artık  yollarıma yüzün



Kanatacağım  gündüzden arta kalan tüm aydınlıkları .

Ağlatacağım gökyüzündeki  tüm bulutları  .
senin sevdanı büyütmeye devam edeceğim .
karanlık kuyularımda
son nefesimi verene kadar .
senin sevdan için yaşacağım



Karanlığın içinde  yine  hayaline sığındım .
her sabaha senli bir düş kurdum
cenneti anımsatan gözlerine sakladım ruhumu
gün gece yaklaştıkça .
gülüşlerin doğuyor kuyularıma


Ve her gülüşünde seni bir daha seviyorum .
 sana seni yazmaya devam ediyorum


Kalemin intiharı düşünmediği zamanlarda

Kurduğum tüm cümlelerin başına seni koyuyorum,
hasretini bir nebze öldüreyim diye

gül yüreklim
bu ayrılık kaç ölüm eder ?


 Yüreğimde Sensiz  bir an kaç yıl eder ?
hasretini yedi bölüp yedi denize dağıtmışken


Söle gül yüreklim  bu esaret ne zaman biter