hürriyet

4 Haziran 2012 Pazartesi

bu ayrılık kaç ölüm eder


bu ayrılık kaç ölüm eder



Uyanıyor gecen yine.
Her yer  zifiri bir  karanlık içinde .
sokaklar sanki Yusuf atıldığı  kör bir  kuyu.
Ver düşlerini , çıakr beni gözlerinin ışığına .
uykularında bana biraz yer aç birazda ben sarayım düşlerinde seni .

yüreğini  ört üzerime.
üşümesin seni seven yüreğim .
nefesini gönder  bana   gönder  de süreyim  ayrılığın üstüne .
Uzat sesini. Kanayan özlemine merhem yapayım.
Gözlerini getir bana
getir ki kapansın  hasret yana açtığım   tüm cephelerim .
pusu atmış sana çıkan tüm yolarıma hüzün  .
içimde ki tüm karanlıkları öldürsün
tüm sisleri dağıtsın
bir güneş gibi doğsun artık  yollarıma yüzün



Kanatacağım  gündüzden arta kalan tüm aydınlıkları .

Ağlatacağım gökyüzündeki  tüm bulutları  .
senin sevdanı büyütmeye devam edeceğim .
karanlık kuyularımda
son nefesimi verene kadar .
senin sevdan için yaşacağım



Karanlığın içinde  yine  hayaline sığındım .
her sabaha senli bir düş kurdum
cenneti anımsatan gözlerine sakladım ruhumu
gün gece yaklaştıkça .
gülüşlerin doğuyor kuyularıma


Ve her gülüşünde seni bir daha seviyorum .
 sana seni yazmaya devam ediyorum


Kalemin intiharı düşünmediği zamanlarda

Kurduğum tüm cümlelerin başına seni koyuyorum,
hasretini bir nebze öldüreyim diye

gül yüreklim
bu ayrılık kaç ölüm eder ?


 Yüreğimde Sensiz  bir an kaç yıl eder ?
hasretini yedi bölüp yedi denize dağıtmışken


Söle gül yüreklim  bu esaret ne zaman biter

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder