hürriyet

24 Haziran 2012 Pazar

Kaç kez kuşattın yüreğimi yüreğine seferler düzenlerken yüreğim gül yüreklim


Kaç kez kuşattın yüreğimi  yüreğine seferler düzenlerken yüreğim  gül yüreklim


Denize düşen yağmur damları  gibi kaybolum gidiyorum
gece ile gündüz arasındaki zaman aralıklarında

Yanlızğımın kaf dağını açıp kanat çirpmak istiyorum yüreğimin zümrüt yeşili vadilerinin semasında
anka kuşlarıyla  
zamanı yitirip bekleyişlerimde zamansız kalmak istiyorum .yüreğimden mahşerin dört atlsını sürerken yanan denizlerimin kıyılarına .yüreğimin kanyonlarında yankılanan nal sesleri var kulağımı titreten yüreğine düzenlediğim seflerden artla  kalan .

Kaç kez kuşattın yüreğimi  yüreğine seferler düzenlerken yüreğim  gül yüreklim  kırk harami kırk yerden yağmalarken yüreğimi  , bir lamba bulurum yüreğimin  baykuş öten yıkıntılar mağrasında üç dilek  hakkım oldugunu söylerken  lambanın cini  son iki hakkımı  cine  bağışlıyorum kendini özgür kılması için  bana bir tek sen dileği yeter deyip .

avere serkeş bir mecnun gezerken yüreğimin buzul çöllerinde hüzünlü bir uğultu duyulru esen rüzgarın namelerinde  arzuya tutsak nefsimize atmışken tutkunun kemendi  uykusuz gecelerde öderim  düşsüzlüğmün bedelini


hiç rüya görmedğim gibi Hiçbir rüyayıda hayra yormam . ama sabaha tutsak her ,gecenin enkaranlık anlarında seni düşlediğimi bilirsin .sabrın taşları infial ederken güneş vurmayan sabahlarda denizden gelen fısıltılara kulak kabartırım .  vuslata hasret gurbet kuşlarının çırpınışlarında.

Ey yüreğimde ki kızıl elma , gözlerindeki gül i rana . gül yüreğinin gül kokan dikenlerini batırmak istiyorum yüreğme  gül yüreğinin miski amberleriyle boyasın diye  aşkından yanan yüreğimin buzul  çölleri.

 EY 
âfet -i cânımın canananı . âfetengîz bir  âfet -i devrândır , gözlerime tereşşüh  serabın serâğâzı .aşikar olduğum  fırtınlardan raman  kalmışken mutluluğun leb-i deryasına ulaşmama, zebun oldum . cüdâyîn saran  zehrnâk hablülmesâkinlerinde ..

 Aşk  fakiri   yüreğimde sana yazdığım mektupların mürekkep  izleri var  lal düşen kalemimle  yazıp hasretkeş zafrların içinde sakladığım..aşkına yelken açtıkça , muhammes satırlarımda muhiş bir fırtına kopar yüreğimin sana uzak kalan yanlarında . bismillah tüm yelkenler  fora deyip bilâpervâ sana dümen kırarım  bodoslama

 Ne yapsak beyhüde , kelepçeliyiz sanki ayrlığa ne yapak ayrılamıyoruz ayrılıktan.tüm ayraçları  ayrıp aşkın otahlarını kurmuşken kaf dağının zirvesine terki dıyar  mı? etsem tüm yaşanmışlıklarımı , yaşanmamışlıklarımda aşkın yüceliğine varmak için

İlk baharlar bekler kar yağan kapılarımın ardında hercai menekşeler  açarken zemhirimde bir iğne deliğinde sıkışrım  tüm kaainatı içine alan kat kat güller açarken gül yüreğinde  katmerli bir hüzün düşer sana uzak gecelerde payıma
sensizliğin paslı çivileri batarken yürüdüğüm ıslak  rıhtımlarda  ayağıma , kaybolurum zaman denen şeyin labirentlerinde yaslı bir rüzgar eserken gülüşlerinde .yokluğunun , yoksuluğum  sessiz bir çığlığın  çığları düşerken yüreğimin yankınlarına  yüreğinin sesini dinlerim yankısız , yanan yanlarında

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder