hürriyet

12 Haziran 2012 Salı

sabrımın derviş yüzüyle bakıyorum , gizli bir sevişmenin günahı yakarken bedenimi ,


Satırlarımı okurken öğreneceksin seni ne kadar sevdiğimi özlediğimi

 ancak yüreğinle anlıcaksın senin için hissetdiklerimi sevgili



sabrımın derviş yüzüyle bakıyorum  , gizli  bir sevişmenin günahı yakarken bedenimi ,

 yürüyorum  gördüğümün serap oldunu bile bile yokluğunun üstüne ,tuzağa düşürülüyorum ,pusular atarken yüreğimi yağmalayan korsan sevdalara .tüm aldanışlardan yağmalanmalardan geriye kalan zamanın tenimde oluşturduğu kırıışık bi silüettir

fani olmak bedenin yaratılışının gereğidir , aşkın baki olması  yaratılışın gerçeğidir. Bulutların  gözyaşlarımıdır yağan  ,susuzluğa direnen ayrıkotunun üstüne ,diren sevgili ayrık otunun susuzluğa dayandığı gibiyokluğuma   dayan ve yak yokluğumu ,  hasretinin ateşinde  .( derler ki zamanın birinde  7 yıl yağmur yağmamış tüm bitkiler  kurumus  tüm hayvanlar  , insanlar göç etmiş yağmur yağmayınca   kuraklığa dayanamayıp bir tek ayrık otu kalmıs  yerinde ve yedi yıl sonra yağmur yağınca buluta dönüp ayrık otu  yeter artık cok yağdın  her yerim çamur içinde kaldı  bukadar acele etmene gerek yoktu yağmak için  bikaç yıl daha beklerdim demiş )

 ne zaman  çayımı yudumlamak için dudağımla buluştursam bardağı , dudaklarının dudaklarımla buluşması geliyor aklıma  bilirsin  nasıl bi çay tiryakisi oldumu ve ne sıklıkla çay içtimi.

Ilık nefesini arıyorum tenime değen serin rüzgarlardaAşka dair tüm sözcükleri kaleminin sırtına yüklerken ,duaların beyaz duvaklarını giyinmiş ellerine emanet ediyorum aşkı .bakışlarınla yıka  yüreğimin  kirli yanlarını sevgili

Geceler nefesimde solurken uykuları  hayalinin sıcak avuşunda dinlendiriyorum senslizliğin kamp kurduğu  gözlerimi .. bordo denizler ayak ucuma kıvrılmış uyurken düşlerimi sırtlayıp acılarımı tazelerim gündoğumu sancılarında.



En acı olan ne biliyormusun sevgili sana olan sonsuz  aşkı yokluğuna kefenleyip varlığını düşlemek. Senzlizlikte kuruyan dudaklarımı gözlerideki bengi su ile sula  ve yüreğinle yamala yüreğimin kapanmayan yaralarını yar.

Eşlik eter teninin   kokusu hasretinin sindiği çayımın  buğusuna ,kurak toprağa düşmek için sabırlanan yağmur taneleri gibi gülüşlerini düşür avuçlarıma sevgili.yokluğunda  üşürken ellerim gülüşlerinle ısıt gül yüreklim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder