hürriyet

31 Ağustos 2012 Cuma

benden ölüm kadar uzak olsanda yaşamak kadar seviyorum seni


benden ölüm kadar uzak olsanda  yaşamak kadar seviyorum seni

Birlikte tatmak isterdim seninle bir mutluğunun tadını

Bir tebessümün dudak kıvrımlarında buluşmak isterdim

Aynı duaya  amın demek isterdim 
nefesinin sıcaklığını  hissetmek isterdim dudaklarımda

Soğuk karlı bir kış gunü sarılmak isterdim ısınmak için sıkıca

Özlemenin tadına varmak varmak isterdim sana bir türlü kavuşamazken

Senin tüm özlemlerini aramak isterdim seninle

İzlemek isterdim seni  bir geminin  fener ışığını izlemesi gibi

Özgürce aşkını yaşamak isterdim 

suya muhtaç olup ummanlar özgürce dolaşan balık gibi

seni beklemek isterdim

sahilin denizi beklemesi gibi sonsuluğun anlamını yitirdiği zamanlarda

beni sevip  sevgin sarmalamanı isterdim 

denizin  içinde yaşadığı tüm canlıları şefkatle sarmaladığı gibi

özleminin yangınlarında  yanan yüreğimin su kabarcıklarına  batırdım kalemimin ucunu , ayrılık pusu kurmuş  gözlerken bizi, yokluğuna yazarım her gece .

hicaz makamından  bir ayrılık şarkısının notalarını üfler rüzgar  kulağıma ,dualarımı kefenleyim yolarken semaya.benden ölüm kadar uzak olsanda  yaşamak kadar seviyorum seni unutma sevgili

dudaklarımın suskunluğundan bir intihar çığlığı kopar ,ağlar içimde hiç büyümeyen çocuk hıçkıra hıçkıra,kan çiçekleri açar cümlerimin  konakladığı  satırlarda.




yaz sıcağında dolşan yağmur bulutları misali kalemin ucunda dolaşıyor ıslak kelimelerim dudaklarına yağmak için .hadi sevgili durma öyle uzak sende dokundur ıslak gözlerini  yüreğimin  çöllerine.

Sesini duyamasamda  kalp atışlarını hissediyorum ,aramızadaki uzaklığa aldırış etmeden   kulağımı yaslıyrum hayalinin solyanına.

Gülüşlerinde hüzünleri  hayatıma hediye  sevgili ,gül , gül yüreğinle , gül ki gülüşlerinden mutluğu iliştire bileyim ömrümün  hüzünbaz duraklarındaki bilbordlara.

Senden uzaktayım diye seni yaşamaktan vazgeçtiğimi mi düşüyorsun yoksa sevgili

Yüreğimin sonsuz denizlerinde seni aramaktan vazgeçermiyim sevgili ,yüreğime iliklediğim gözlerine bakarken hergece .

Kırık dökük hayallerimi dolduruken hayatımın yamalı pohçasına  bir yoluk sen koyuyorum azzık çıkınıma , özlemin azıpta kaşındırğında yüreğimi  yatıştırmak için  kopacak fırtınları  ruhumda.

 Aldığın her nefete hayata sarılır gibi  sarıl yüreğimee  sevgili  bedenimi saran acılara yenik düşmeyeyim.

Ben varlığında ölmek isterken yokluğunda yaşat beni sevgili , sen benim yüreğimde  ölümsüzlüğe kavuşurken, uzak olakta , hep birbirimize uzaktan bakıp el sallasakta  , biz hep birbirzimin içindeyiz sevgili unutma.

Sensilikte uyanan her günde denizleri  doldurup hokkama sana yazacağım gül yüreklim

 

30 Ağustos 2012 Perşembe

Her yürek kendini ısıtır kendi yürek yangında ve öter aşkın yorganını üşüyen yangının üstune



kabe misali yüreğim aşkının ekseninde ataf ederken
,gözlerinin denizine çöker tüm yaşanmışlıklarım
nefesinin dokunuşları düşer aşkının üstüne
sonsuzluğun izdüşümüne sürerim beklentilerimi


antik çağlardan beri kürek çekerim sevdanın denizlerinde , elimi açıp dilenirim ufukta suretini gördüğümde aşkına dair  cümleleri yüreğinden .. ateş böcekleri bir bir  sönerken sana yazılmış cümlerimin ıssız gecelerinde ,mevsimi gelmeden yapraklar gibi dökülürdüm kirpiklerinde  aşkın sonsuzluğuna .geceye küsmüş  ışığını saklayan  aydan . denize kadar gidipde kendi içine dökülen nehirden daha iyi kim anlayabilir beni  ekseninde döndüğü aşkın merkezine ulaşıpta  yeniden aşkının sonsuzluğunda kaybolmanın nasıl bişey oldunu .,


yüreğimin iç çekmelerinde yürürüm iz bırakmadan yüreğinde ,parmak ucu sokuluşlarıyla  dokunurm yüreğinin yangılarına , Sensizliğin   girdabı çeker içine , parmak ucu yangıklarımın su damlacıkları dolar ıslak denizlerimin nemli gözlerine ., gül yüreğinde güller açarken Yüreğimin yangınlarında aşkın dansı resmedilir sana bağışlanan şiirlerimin son nüshasında


güneş kızıl bir alevle  yakarken denizlerimi ,yorgun bir rüzgar geçer sabahlarımdan aşkına açılan yelkenlerim fora eder kendini yüreğinin kerte hattıdaki bir  rotaya .. ben hedefi belli olmayan bir kurşun gibi giderim menzilmde akibetimi bilmeden . Zaman uzaklatıkça sana ulaşmalarımdan el sallarım kızıla boyanmış  uzak bir zamanların ardından geceye kapanan gözlerine    diken gibi batınca güllerin aşkımın mürekkebine ,bir zemheri soğuğu  çarpar  yüreğimin sen olan yanına  .

Yalın ayak yürürüz  özlemin soğuksularında , her gece  yanarız kavuşmak dolu hayallerde , sol alt köşesi yanmış bir kalbin mutluluk kokuları gelir burnumuza uykusuz bir deniz fenerinin son nefesinde..göçlere vurduğumuz kalblerimiz döner  , baharda yağmur  çisentileriyle bozkırı kaplayan gelincikler misali . Aşk sesiz bir denizin hışırtısında dolduru r  yüreklerimizin  göletlerini

ve bir gökkuşağı çıkar  gözlerinin buğusunda

dalgakıranlar gibi direniz yanlızlığın koyu siyah fırtınalarına ..her karanlık geceye bir avuç güneş çalarız sabahlarımızdan kavuşmalarımızdan  ateşli bir öpücük koyarız ayrılığın sabahlarına .. zamanın kumsaati dökülür ayak uçlarımıza sonsuzluğu getirmek için başında kavak yelleri esen yüreğinin saçaklarına

afrikalın bir genç kızın ten rengi düş kırıklıklarımı kurdum senli bir gecenin sabahında uyandırsın diye . yalnızlığımın sen tarafına çöreklenirken sessizliğim ,yitik bir serap görünür , mektuplarımın  yüreğine  okunuşunun  nefes alışlarının fısıltılarında ve geriye kalan , sonsuz aşkımızın satır başlarıdır mektuplarımın sonunda üç nokta olarak bıraktığımm 

sana aşkım aşkım sonsuzluğu aşınca yüreğimin med cezirleri depreşir sana bakışlarımda ,sana olan bakışlarım sonsuzlluğun sınırında birleşince aşkınla şiirler serperim yüreğinin denizlerine  bakışarımın değdiği anlarda ..
yüreğinin öğüşleri ısıtırken ruhumu bedenimi yakacak nefesini ararım tenimde . O an yüreğimden denizler boşalır , öpüşlerinin   doyumsuz acıları  ısırken dudaklarımı .sana kavuşmalrımın mahyası süslerken yüreğimin semasını ayrılığın ateşi asılır yüreğimin karanlık kuyularının sarnıcına .bir EYYUB olurum semada mahtaları seyrederken YUSUF aşkıyla yanan gözleri ama ve kendi aşk ateşimin ayazında üşürüm yürek yangınlarımda 
. Her yürek kendini ısıtır kendi yürek yangında ve öter aşkın yorganını üşüyen yangının  üstune...

güneşin gölgesi düşer sesizliğe yanızlmış mektuplarıma .

 

29 Ağustos 2012 Çarşamba

Yorgun bir aşkın seyir defterine adını yazdım, rotalar çizdim yüreğimden yüreğine


Yorgun bir aşkın seyir defterine adını yazdım, rotalar çizdim yüreğimden  yüreğine

Özleminin  rengine  boyadım denizleri , ayrılığın  rüzgarı ile doldurdum yelkenlerimi

Fırtınalar  biriktirdim , kalemimim su(S)kunluğa  gark oldukça
bilinmeyen   bir coğrafyanın en kuytu  sahillerinde  konaklardım hep.,
Yorgun  yüreğim , yüreğinin aşk  dokunuşlarıyla  mutluluğa tutsak olup , bedenimi yakacak sevdanın ateşini beklerdi. Bayram sabahı çocuğunun bekleyişleri içinde .hüznümün kırıkları dökülürdü denizlere hayallerin yansırdı yakamozlarda .

sevda denizin farklı kıyılarından kaldık seninle Oysa, aynı  sevda denizinde özlemler içinde vurgun yerken  yüreklerimiz. Bir deniz ağlar sevdamıza asılan ayrılıktan ve   gözlerinin  gölgesine hüzünlü bir şiir düşer senden yana benden uzağa .


hayalini kurduğum vakitlerde  senden yoksun , yoksul bir düş düşer  gözlerinin denizlerine , sessizliğin içinde sensizliğin girdabına tutulurum .. sensizliğin  içinde sen sızarsın yüreğime aldığım her nefeste . ruhum sana göç eder kureyş gibi .
ve gül kokun yayılır  yüreğimin bozkırlarıma ,.denizlerime  tatlı  tebessüm  peydah olur Yusuf’u görmüş Züleyha dudağı misali
alevsiz  bir ateş yanar satırlarımda , içimde  kutup iklimleri hüküm sürerken .hiç beklenmedik anda sen gelirsin bahar iklimlerinden  gül yüreğinden gül kokulu bir  aşk sürersin .


zaman durur  yüreğin yüreğimle  raks etmeye başlayınca ay ışında  bordo bir denizin üstünde.. kalemime sevda sözcükleri yürüdükçe ve  yüreğimin suları kabardıkca ,gelgitleri  artıkça özleminin hırpani bir düş düştüğünde düşlerime  bir ırmak denizine kavuşmayı bekler gözlerinin pınarında . gözlerinin  denizinde dövülür yüreğim ,özlem yangınlarında  volkan kavında ve yüreğin çöker yüreğime yarım kalmış bir mektup düşer  martı çığlından  sana yazılan şiirlerimin  yarım kafiyelerine .

 
rüzgarlara savururum özlem yagınında yanan aşkımın küllerini , ganj kenarında bir hint fakirinin umutları arasında.. gözlerindeki hüzün birikintileriyle  yarılır  yüreğim  Musa’ yı gören Kızıldeniz vari , bir mevsim önce dökülür  gözlerinden  bahar ..

yüreğimin Yusuf kuyularından  bir  aşk yükselir  göğe doğru icarus  kanadında    denizlerimin  üzerinden geçip yüreğinin güneşine ulaşmaya  çalışan . göğsünün dehlizlerinde  bir aşk yankılanır
 
hüzzap bir şarkının  notalarında

yorgun bir yüreğin seyir defterine yeni aşk şiirleri dökülür eskimiş kalemimin ucundan 
yalnız bir ağrının  semasıdır  yüreğimdeki aşkın yansıması  .
yüreğinin  denizlerine karışınca yüreğimin ırmakları ,lal düşer kalemime

ve ben

SU(S)ARIM   SENSİZLİĞİN SEN YANINADA

 

27 Ağustos 2012 Pazartesi

denizi özlemek seni özlemek gibi


 

 

 

Senin beni anlamanı beklemiyorum . ben bile kendimi anlamaz iken beni anlamak için çabalama  Benim derdim bendeki senleri  yüreğime anlatabilmek ve bendeki senleri yaşayabilmek , bendeki  senleri sana anlatmak değil ..yada sendeki  benleri  benim anlamamı sağlaman değil .ben  yüreğimi  senin yüreğinde ki güller ile renklerdiridm ve baktığım  her yeri yüreğinin rengi ile  görüyorum . gökkuşağı dahi kıskanırken ben nasıl anlatırım  bende senin bende açan renga renk çiçeklerrini, rahialarını 

. İçimin nehirleri baharınla gelen sularla taşarken – damarımdaki kan seninle çoşkulu akarken . sakladım içimde  sakladım öpüşlerimi dudaklarından .

Sen istediğin için yada ben istediğim için girmedin içime . sen ordan hiç ayrılamıştın ki ben doğmadan sen oradaydın taa yüreğimin içinde ,sensizliği yaşamak ağır geliyor  seni içimde bu denli hissederken ve seni uykuya hasret gecelerimin  düşlerime sızdırıyorum senli mahrihülyalarımı sabahlarımda uyandırmak için güneşin tebessüm edişini seyrederken  gün doğumu sancılarında denizlerimde   .

İçimdeki  sensizliği besliyorum  hasretinde yokluğuna sarılmış yatarken ....bri katre tatlı su  içinde boğulurken tüm denizlerim .sana kavuşmalarım uğruna .ama şimdi anlıyorum ben sen kadar sensizliğide seviyorum gül yüreklim , üşümek istedim  volkanlar lavlarını kusarken yüreğime , özleminde bazen soruyorum kendime aşk sadece özlemek mi demek , özlemeyen bir yürekte aşk büyümez mi ulu bir çınar gibi asırlarca yaşamaz mı ? .yüreğmde denizleri gözlerinde seyrederken anlıyorum aşk özlemek demektir özlenmeyen aşkta kavuşmak arzusuda yoktur ve anlıyorum aşk kavuşmaktan çok , kavuşmayı özlemektir.  

Sana sarılıp gözlerinin pınarından içip , yüreğinin yağmurlarında  ıslanmak vardı iliklerime kadar ama ben özleminin üşüten ayazında yokluğuna sarılıp  düşlemeyi seçtim sacaklarında ıslanırken yoksa her aşık sevdiğinin teninde ynakarak yaşar aşkı önemli olan dokunmadan yaşamak aşkı  gül yüreklim sadece  yüreğinde

 

Seni tüm benlerden öte bir bende sevdim tüm benliğimden saklarken bencilliklerimde uzak sen yüreğimdeki denizleri gözlerinde gördüğüm en aşkın gülteninde vuku bulmuş olan , yüreğimdeki yankımalar  yüreğinin sesimi ? kulaklarıma gelen uğultular nefesin mi , tüm çoşkun denizleri aşıp gözlerinin yüreğime bakan yerinde vurgun yemek istiyorum ...

 

. Alabora oluyor yüreğim nefsinin sıcak esintilerinde  gözlerindeki tuzlu denizleri içmek  , içtikçe sana susamak için ......

 

Bedenime binlerce mızrak değiyor sanki yokluğunu okşarken gözlerim ama varlığıan dokunmak istemiyorum bendenine dokunarak aşkın yoklupunda büyüyen aşkını varlığında yok etmek istemiyorum belki , belkide aşkı tek ben yaşamak istiyorum bencillik edip oysa tüm bencilliklerimi ben çoktan bırakmıştım nehirlerin denile öpüştüğü yerde .

26 Ağustos 2012 Pazar


ELİF İKEN VAV OLMAK

Mevlan’ın huşu duruşu , yunus ‘ tadaki  aşkın şekli  vav haliyle sevebilyseydim seni

Kalemi elime alıp şiirler yazınca elif sanmıştım kendimi

Oysa vav olup elifi beklemek gerekirmiş   anlamak için seni

Gözlerimin ucunda  yüreğimin  ötesinde bir yerdesin 

hu çeken  rüzgarın kulağıma sesini getirdiği

elif iken  dim dik tek başına 

vav olmak  alnı secdeye değen 

aşkın hakikatı bu olsa gerek 

 toprağın avuçlarında yavaş yavaş erirken  beden
hiç bir zaman tekliğe soyunmamak vav olup kainati içinde bulmak

elife gülümseyen dudak 

vavı sarmayalan yürek

semanın üstune çıkıp gelip geçen bulutları seyretmek

göz görmediğini görmek

kulağın duymadığını duymak

ahirete ertelerken aşkı

kirpiklerinden akan iki damla gözyaşınanın yüreğinine  batırıp kalemi

gözlerinin  kapandığı  yere vav çizmek

gerçek aşk bu ola gerek

yüreğin binlerce elif doğurmaya hazırken

hu içinde bülüp vav hali almak

gözlerinde  ki yağmurlara aldırmadan 

yüreğinin kapılarını açman  gerek

gözlerindeki bir damla su  da yüreğindeki    denizi bulmak

bir dama su iken deniz  olmak 

BUDUR İŞTE ELİF İKEN VAV OLMAK

25 Ağustos 2012 Cumartesi

Bir gün papatya tutar aşkını sunar göle . .


Bir gün papatya tutar aşkını sunar göle . Bir dirhem su , papatyanın yüreğinde  buğulanır ağustos sıcağında Ve konar yaprağına bir öpücük sunar  gibi kelebekler  . Okşar seher yeli yapraklarını . Bir tutam aşk dolar gölün gölgesine , bir tutam sevinç çığlığı iner gölün içine .

, dağdan eriyen karlar gibi ,hayal denizinde  yelken açan cocuklar gibi ; bahar sevçci yaşayan bozkırlar gibi Ne zaman seni düşünsem bir sevinç çığlığı iner ruhumun derinliklerine.  Sana akar yüreğim  baharda azan dereler gibi .bahar yağmurlarıyla bozkırda çana çicekler gibi yüreğimde  tomrucuk olup açar aşkın  ;
Sen, denizlermin  mavisi,baharlarımın sevinci  çölerimin bağrına düşen bir damla suyumusun. Ne zaman seni düşünsem , yağmur yağmur çiçek açar denizlerimde gözyaşların. Benim bulutlarım griydi denizlerim kasvetliydi , siyaha çalardı umudlarımın rengi , rüzgarlar estikçe savururdu yarınlarımı  ufukların ötesine .sende önce . Sen bakışlarınla  durduyorsun zamanı tüm nehirleri tersine çeviriyorsun yüreğimde .  denizin iyod kokusudur ruhumu yakan ılık nefesin . denizin ortasında bir katre tatlı su gibi sevdim seni gül yüreklim

sen denizlerimin yakamozu , gecelerimin yıldızı , ,karlı dağların soguk soluğu ,kışlarımın güneşisin. Karanlıklarr içinde de olsam da  ben , senin gözlerindeki yıldızları sevdim .
özlem mektupları sıcaktır  yakar kar yağan yüreğini . bana özlem mektupları yazdırma gül yüreklim
anne kucağı sıçaklığında  kal kollarımda  kal gecelerimde . serap gibi görnüp bi yok olma .. Ne zaman gözlerine baksam kağıtdan gemiler  yelken mavi umudlara ; ne zaman  seni ansam bir huzur çöker yüreğime
ayrılıkları bırak alsın gitsin tüm özlemleri yanında .geceye küskün güneş gibi sen bırakıp gitme beni  sen gidersen öksüz kalır kalemim .özlem tohumlarını ekme yüreğime 

sen gidersen
özlem düşer yüreğime 

denizlerim kurur
bozkırlarım yeşermez baharda

yağmurlar yağmaz gölümün çorak topraklarına

sen gidersen
 tüm kelebeklerim uçar yağmurda

bilirsin kelebekler yağmurda uçamaz

bir damla yağmur bir kelebeğin ölümü olur

yıldızlar gecelerime küser

yazlarım hazana döner

sen girdesen
dümenim kırılır

sana dönük olan rotam kaybolur

yüreğimde yangın olur

küllerimi rüzgar savurur
sen gidersen

tüm kalemlerim kalemlerini kırar

hüznün gölgesinde 

mürekkebim sana ağlar

21 Ağustos 2012 Salı

kalemimde bayram sabahında yetim bir çocuğun burukluğu


Yelkenlerime rüzgar 

Denizlerime dalgası 

Kayalığın   uucundan ilk uçunu yapan  albatrosun  heycani var 

sana dokunan parmaklarımda

yeni doğan cocuğun ilk gülüşü kadar içtenti sevinçlerim seni öperken

iç kanamalarımvar  şimdilerde  

ellerimden ayrılırken  ellerinin sürtünmlerinden miras

oruçlunun iftar vakti  suyu öpmeyi özlemesi  gibi

öpüşlerine duyulan özlem var  dudakalarımda öpüşlerinden arta kalan 
dularım var  içimde sen gibi  sakladığım

el açılmamış

birde  teninde  saklı  günahlarım var

mutluluğa  göz kırpan

hiç pencere önü hasretlerim olmadı

hep ufkun ötesine vurdu bakışlarım

içimde büyümeyen cocuk  diz çökmüş düş kurarken

yüreğimin kırsallarında

gözlerim  gecelerine fifar etmeye yeltenirken

şiirlerimde hep aynı  kafiye var

kalemimde   bayram sabahında yetim bir çocuğun burukluğu —–

ayrılıklarım hep rotarlı

umutlarım arızalı bir tren gibi tehirli

kavuşmalarım yaralı

yüreğimin çığlıklarında

gezinen sesin

ipsiz uçurtlarımı bekliyor  

uçurtma  avcıları  gökyüzünde süzülen

bir üşüme var yüreğimin  en kor yerinde

aşk sana yanarken 




17 Ağustos 2012 Cuma

Gülüşlerinden öpmeye geliyorum düşlerine


Gülüşlerinden   öpmeye geliyorum düşlerine



Gözlerime uyramyan uykularımı sarmalayıp

Gülüşlerinden   öpmeye geliyorum düşlerine

Aydınlığı soyunuyorum gözlerimden

Karanlığı giyiyorum
gözleri açılmamış bir yavrunun anne

sütünü aramısndaki masumluğu sunuyorum

Yüreğim çırpınışlarında sana
bana dair düşler kur

Mesela yaz yağmuru altında dans etsin dudakların dudaklarımda

karanlığı yaran kayan bir yıldız da dilek tut içinde ben olan

yada bir gökkuşaı çiz gözlerinde yağan yağmurlar sonrasında

ama şunu unutma

tüm bu düşleri kurarken  kendini özgür kıl

çünkü aşk yüreği özgür kılmaktır

yüreğindeki  zemherilere veda edip

baharları getir   baktığın her yere

kalbimdeki mabedine gül yüreğinin kokularını savur
sensizlikte solan baharlarıma inat

Bir gül

Ve  yüreğime gül kokuları  serp  gül yüreğinden
Bin zemheri yeter bana  bir nefeslik  kokun sevgili..

deniz kokan  dudaklarını yaklaştır

Kuruyan dudaklarıma

Yaklaştır ki

Denizleri  içeyim gülüşlerinden

Gittiğim her yere seni götürüm bakışlarımla
gittiğin her yere beni de götüryormusun ? bakışlarınla  sevgili
aynalardaki süretini yolla sevgili

Yolla ki

Yanan denizlerime  gözlerindeli denizleri  boşaltayım

Geliyorum

Özlemini bir adaya bırakıp
düşlerine

Gülüşlerinden   öpmeye




16 Ağustos 2012 Perşembe

aşkına kundakladığım bir yürektir göğüsümde taşıdığım


aşkına kundakladığım bir yürektir  göğüsümde  taşıdığım

Yüreğime lal  düşünce su(s)rar kalemim
bir bir dökülürdü mektuplarımdan kelimlerim
uykuya hasret gözlerime senli bir geceyi sürterdim
sevdanın en koyu renginde seni bulmak isterdim

fırtanalı denizleriin sakin sabahlarında  demir attığım limandır yüreğin .karinası  su almış gemimi onardığım.öpüşlerin çekerdi beni karaya,yıllardır yaşamamış ertlenmiş mutluluklara. Sunardın bana ruhunu bedenini en sek haliyle aşkı içmem için nefesinden zil zurna sarhoş olurdum sana dokunuşlarımda ayıldığımda yürek ağrıları içinde akşamdan kalma bi aşk olurdum yastığında..



Amiklanamıma düşerdi ruhunun bıraktığı kokular ve denizi kokladığımda sen gelirdin aklıma .Ne yana dönsem mavi denizlerimde sen varsın içime işleyen iyod kokusunda ..korsan gemilerime gödnerirdim geceleri düşlerine yağmura hasret göz kapaklarına denizlerimi getirsin bensizliğe atvedilmiş tüm geclerini yağmalasınlar diye .Tüm umutlarının tüketiği beklemleri bıraktığın bir anda geleceğim ve aştan yanan bedenine aşkın pınarılarını akıtacağım  dudağımdan tenine bıraktığım öpüşlerimle .

 
tenine değince tenim ayrılağın  gemilerini yaksam diyprum bir daha bekleyişin özlem ateşine düşmesin diye gözlerinden akan denizlerin arasında  .gözlerimde sen  , yüreğimde aşkın ,ellerimde senin için edilen dualar nefesimde  alev, kalemimde sensizliğe yazılan mektuplar var.



biriken hasretini sabırın taşlarında döverdim senli bir gecede erken gelen şafaklara  kürek çekerken aşkın denizinde seni gördüğüm anları saklardım yüreğimin iç ceplerinde senden uzak oldugun zamanlarda senli anları yenide yaşayayım diye Uyku uğramayan gözlerimi hayalin  göz bebeklerimden öpene dek kapardım yorgun gecenin güneşe el uzattığı saatlerde




bir sabahta senin uyandığın sabahta buluşalım hasret kokan çayımın dem buğusunda senin gülümsemenle doyurayım yüreğimin sana olan açlığını sen çayını yudumlarken .ben ruhumun buz tutan ararat yanlızğını bırakıyım attığın iki şekerle çayının sıcaklığına ersin diye . ve çık yüreğimdeki sancım yüreğimin ağrılarının doruğuna ve haykır dilinden benzilğe  ait cümleleri savrulsun gökyüzüne  Nuh’un gemisinin karaya oturduğu yerde.



aşkın yangını düştü sevdanın denizlerine . Karanlık gecelerde yüreğinin şavkı vurur yüreğimin üstüne  titrer ruhum seni her düşleridğimde  bir ayrılık yapışır yakama alacaklı misali sana her dokunuşumda bir bir dökülür ayrlığın lugatından kelimeler kalemimin geçtiği beyaz vahalara .örtüyorum yüreğime aşkın yorganını ve ayrılığa inat yaşıyorum seni 

özlemin somurtgan bir ev sahibi gibi çöreklenince gözlerime aşkının yangınından  kururdu  yüreğimin denizleri  bir çığlıkla ağlardı güneş bulutların arkasından dumanlar içinde kalan gönül yaralarımın üstüne. Gül yüreklim sensizliğe  dair saklamış tüm sözleri çıkardım yüreğimin  sandığından bu gece .yüreğim prangalanmışken yüreğinin gecelerine

aşkına kundakladığım bir yürektir  göğüsümde  taşıdığım. Çıkarıp attım  bedenime kangrenlere sebeb olan nefsimi  . kalbim pompalar damarımdaki kanıma aşkını , bundaır ruhumun ruhuna sarılmaları. Sevdanın en derinidir  gözlerinde gördüğüm denizlerin mavisine düşmüştür gözlerindeki  derin sevdalar aşkın için döktüğün  aşkın gözyaşarında  .

15 Ağustos 2012 Çarşamba


Asırlar oldu sanki seni görmeyeli
nasıl  özledim seni bir anlatabilsem.
Bunun adı aşk mı 
yoksa  ayrılık mı bilmiyorum
Bildiği m tek bir şey var
seni çölün yağmura hasret kaldığı  gibi hasretim sana


Hasretliğin bukadar güzel olduğunu yeni anladım

Hasretlik   güzeli olurmu hiç  deme sakın
hasret çekilen , özlemen sen olunca

 çöldeki vaha kadar yeşil oluyor özleminin rengi

Düğümleniyor  boğazdan akan tüm denizlerim
Yetmiyor  yüreğimden yüreğine akan kelimelerim seni anlatmaya 
bakışlarınla yüreğime  özlemini  yazdığım
kalemimle anlatamadığım  yüreğimin kayıp yanı

hasretin geçer baktığım yer yerden
dağlıyorum geceyi

Özleminle baktığım denizlerden
açık denizlere açılan iç denilzerim hep kapalı kalacak senden uzakta

sana kavuştum gün açılacağım ummanlara

Yüreğimin  en çöl yerlerine denizleri sakladım gözlerinden ödünç aldığım
Bir gün gelirde  hasret kalırım denizlere diyerek

Hani olurda kavuşmadan ölürsek 

Yalan dünyada
Seni  ravza kuşlarını dinlerken  bekleceğim
senin adını ezberleteceğim geldiğinde

Senin lisanınla ötsünler diye

... Nasılda özlüyorum seni
her nefes alışımda 

Üstelik çime çekerken seni 
çok mu sevdim seni 

Bilemiyorum

Bildiğim bir tek şey

Oda senin adını yüreğime  yazdığım gül yüreklim

Özleceğim seni yanımda olsanda hep

Özleceğim seni özlediğim gibi

 Özleceğim  seni  güneşin hergun doğmaı gibi
özleceğim seni  nehirlerin denizlere akması gibi
özleceğim seni sonbaharda düşmemek için direnen yapraklar gibi

Özleceğim seni hergun özlediğim  sen  gibi ,

13 Ağustos 2012 Pazartesi

Ellerini aşkın elif haliyle uzat ellerime


Ellerini aşkın elif haliyle uzat  ellerime

Gecelerime sığınan  düşlerim var senli
uyku artığı gözlerimden  saklanan

Parmak uçlarımda dünden kalma dokunuşların .
ayrıklarından ayıklandığım kavuşmaların .
tatdını yudumluyorum

Şekersiz cayımın dem kokusunu çekerken içime


Unutulmuş bir kavuşmanın mutluğunu  koyum cıkınıma çıktım sensiz yollara seni bullabilme umidiyle..arısız , kanantsiz dunyada  utangaç adımlar atarak , saklıyordum yüreğimi , sana en temzi duygularla seslene bilmek için.hangi yöne dönsem çıkmak sokağa çıkar gibi başka bir çö yürekle karşılaşıyorum  , yürekler çöller dönmüş nefisler günahın bereketi ile sulanırken .yüreğimdeki bordo denizlerde boğmak istiyorum  tüm çöle dönmüş yürekleri  ,aşkın saflığında  yeniden doğmaları için ne kadar yağsamda deniz olup  yüreklere  ne kadar seslensemde  yüreklerine , yüreklerine  kefenlenmiş yürekler duymuyor yüreğimin sesini  sevgili.

 Özlemle  demlenmiş   bir yürekle  aşkın en temiz halinde  sana  geliyorum .bakışlarına yaslayıp mutlulukları ,düşen yaprakla yolluyorum tüm hüzünlerimi rüzgara.Ertelenmiş tüm kavuşmlarımızı   ayrılığın birikmiş bakiyesinden düşüyorum ,sahur vakti  niyetlemdiğim oruçumu  , iftar vakti guslederken.

Alışkın olmayan ellerin ellerimde parmak aralarımda  dolaşırken yasla yorgun yüreğini , yüreğimin sen yanına  . Aceleci bir zamannın telaşlı adımlarına  aldırma  sen sevgili ,zamanda göslerini kapayım dinlecektir ayak ucumuza kıvrılrıp sen dokunduğunda  yüreğinle yüreğime.

Ellerini aşkın elif haliyle uzat  ellerime ve çek  fırtınalı denizlerde  yorgun düşen yüreğimi  aşkın kıyılarına . boynumda takılı çevsen kadar  güven versin  beni saran kolaların yorgun bedenime .


Yüzüme düşen denizler ağalarken baş ucumda
Ben her gece düşlerini doğurmaya zorlardım karanlığı  
umutla bakarken  ufka
gözlerimdeki denizler çekilirdi gözlerine ,
İntihara meyilli  bir yusun çığlında dinlerdim 

aşk ayrılığın kıskacında can çekişirken özlem fısıltılarını
 tüm  deniz kızlarını uykularını uyandırıyorum
kollarımı iki yana açıp gözlerini kayayan yaralarıma saplarken


Ben aşkı bilsem de  bilmezden gelirim sevgili
Sen bana  öğretesin diye
bir kum  saatinin kum  taneleri arasında  öperken  yüreğini
Sen  yüreğime giyindir  aşkın en temiz halini

ve fırtınalı bir denizin  kucağına at  ayrılığa göz kırpan bedenimi
özlemlerim dinmeyecek   hiç bilirim

ayrılık kanatırken kavuşmlarımı

en iyisi gecenin şu kör vaktinde   kapa gözlerini

ve bir düş yolla baan gecenin en karanlık  yerinden

12 Ağustos 2012 Pazar


güneşin gölgesi düşer sesizliğe yanızlmış mektuplarıma .



Aşk aleminde dolaşırken ruhum gel tut yüreğimi
umutlarımı yeni umutlar beslerken gel yak nefesinle bedenimi
beklemeleri beklerken zamanın zaman aralıklarından  süzülen özlemsin sen
yüreğine sevdali  yüreğimle ,yazdığım şiirlerimlerideki ahenksin sen 

sensiz gecelere düşlerin iner ..gecenin  kızılğına uyanır düşlerim ..gözlerimde nar ekşiliği tadında bir sabah denizler şımarır yüreğimde ... Kendi  denizlerimde boğulrum  sensizliğin sesini dinlerken ağustos böceği ötüşlerinde .susuşum ihannettir kalemime .sana sevdali bir yüreği dokunduruken aşkın alev rengi mürekkebine . Her sabah yüreğimin bozkırlarınd aşkın yeniden filizlenir her gece öldürdüğüm  hasretin yeniden dirilir .,kirpiklerinden süzülen geceyi tuyorum en katransı yerinden ve sürüyorum hasterinden kanayan satırlaımın arasına.denizler çöker senizken aşkımın sığılına  Yağmur bulutlardan  paragraf başlarıma yokluğun olamasa gül yüreklim sensizliğe saplanan satır arası boşluklarda buluşurdu  bedenlerimiz .tüm  lugatların anlamını yitirdiği bir yerde özelemnin ateşinde üşürken bedenim , denizlerimin meltem esintilerindan süzülen ılık nefesin ısıtır yüreğimi

Gecenin gün doğumu sancılarında gülerim gözlerime sürülen yüz görümlüğü hayalinle ve hayalini sürerim ararat dağı yanlızğı ağrılarıma .ruhum  beklerken ruhuna  ulaşacağı günü, bir dua uçururum hu lar içinde  kumru kanadında semaya sensizliğin sesi çarpınca kalemime bir ateş yankılanır yüreğimin sen tarafında ve güneşin gölgesi düşer sesizliğe yanızlmış mektuplarıma .

Yüreğimdeki gönderilmemiş mektupları gözlerinin kapaklarında saklı tutyorum , gözlerinin pınarı akınca  yüreğinin bentlerini taşırsın , aksın yüreğimin denizlerine  , yüreğinin nehirleri  okuyabilesin diye yüreğimin mektuplarını  .
özlemin saraken yüreğimi . yıldızlara yüklüyorum düşlerimi..dualrın kabul oldugu bir semaya yoluyorum , bir bebeğin tebessünde
. düşlerim yelken oluyor yokluğun rüzgarım ve demir alıyorum yüreğinin denizlerine yüreğimin limanlarından . ve gül yüreklim gül yüreğinde bir goncanın üstünde  bir çiğ damlası olmaya geliyorum  yanan denizlerimden geçip


11 Ağustos 2012 Cumartesi

Yüreğimden bak yüreğine kendi gözlerinle


Yüreğimden  bak yüreğine  kendi gözlerinle   



Unutma sakın sevgili Seviyorsam seviyorum derim kimseden korkmadan çekinmeden hep söyledğim gibi yazdığım gibi  özlüyorsam ,özüıyorum derim söylemediğim özlemediğim anlamına gelmez ben senin anlamanı istiyorum yüreğimin sesini duyup taaa yüreğinde özlediğimi hissetmeni   ,    beni tanırısn  gül yüreklim  ben aşkımı özlemimi yüreğimi  kuru laf kalabalıkları arasına saklamam açıkça başlık olarak yazarım söyleceğimi . ben denize sahilde bi kayanın üstüne oturmuş bakmıyorum ben denizin en derin yerinden bakıyorum  gökyüzüne denizin akladığı güzellikleri görerek bi cok sözü  söylemiyorum yazmıyorum  senin  gözlerimin kenarına oturup beni izlmeni istemediğimden yapıyorum bunu , ben  . yüreğimin derinliklerinden kendi gözlerinle senin yüreğinin bakmanı istiyorum. Ben mektuplarımın sonunda değil başında seni seviyorum yazoyorum ve sen bir gün yüreğimden bakarsan kendine her gün blinmeyen başka bir  denizin  ufkunda tek başına uçan bir martı gibi yeni kıyılar keşfedeceksin ve benim yüreğimden  dünyaya baktığın için . düşlerin kadar uzak oldğumu düşünsende göz kapakların kadar yakınım sana .toprakla bulut ne kadar uzak görünselerde  yağmur damlası  kadar yakındırlar birbirlerine unutma gül  yüreklim
   şimdi bırak gül yüreklim yüreğini ve yüreğime doğru bir yolculuğa çıksın , bırak kaybolsun bilmediği yollarda , bırak ıslansın farklı iklimlerde bırak deniz kadar derin deniz kadar sonsuz görünen bir aşka sürgün etsin bedenini 

Ve

Yüreğimden  bak yüreğine  kendi gözlerinle   

10 Ağustos 2012 Cuma

Her yürek kendini ısıtır kendi yürek yangında ve öter aşkın yorganını üşüyen yangının üstune



kabe misali yüreğim aşkının ekseninde ataf ederken
,gözlerinin denizine çöker tüm yaşanmışlıklarım
nefesinin dokunuşları düşer aşkının üstüne
sonsuzluğun izdüşümüne sürerim beklentilerimi


antik çağlardan beri kürek çekerim sevdanın denizlerinde , elimi açıp dilenirim ufukta suretini gördüğümde aşkına dair  cümleleri yüreğinden .. ateş böcekleri bir bir  sönerken sana yazılmış cümlerimin ıssız gecelerinde ,mevsimi gelmeden yapraklar gibi dökülürdüm kirpiklerinde  aşkın sonsuzluğuna .geceye küsmüş  ışığını saklayan  aydan . denize kadar gidipde kendi içine dökülen nehirden daha iyi kim anlayabilir beni  ekseninde döndüğü aşkın merkezine ulaşıpta  yeniden aşkının sonsuzluğunda kaybolmanın nasıl bişey oldunu .,


yüreğimin iç çekmelerinde yürürüm iz bırakmadan yüreğinde ,parmak ucu sokuluşlarıyla  dokunurm yüreğinin yangılarına , Sensizliğin   girdabı çeker içine , parmak ucu yangıklarımın su damlacıkları dolar ıslak denizlerimin nemli gözlerine ., gül yüreğinde güller açarken Yüreğimin yangınlarında aşkın dansı resmedilir sana bağışlanan şiirlerimin son nüshasında


güneş kızıl bir alevle  yakarken denizlerimi ,yorgun bir rüzgar geçer sabahlarımdan aşkına açılan yelkenlerim fora eder kendini yüreğinin kerte hattıdaki bir  rotaya .. ben hedefi belli olmayan bir kurşun gibi giderim menzilmde akibetimi bilmeden . Zaman uzaklatıkça sana ulaşmalarımdan el sallarım kızıla boyanmış  uzak bir zamanların ardından geceye kapanan gözlerine    diken gibi batınca güllerin aşkımın mürekkebine ,bir zemheri soğuğu  çarpar  yüreğimin sen olan yanına  .

Yalın ayak yürürüz  özlemin soğuksularında , her gece  yanarız kavuşmak dolu hayallerde , sol alt köşesi yanmış bir kalbin mutluluk kokuları gelir burnumuza uykusuz bir deniz fenerinin son nefesinde..göçlere vurduğumuz kalblerimiz döner  , baharda yağmur  çisentileriyle bozkırı kaplayan gelincikler misali . Aşk sesiz bir denizin hışırtısında dolduru r  yüreklerimizin  göletlerini

ve bir gökkuşağı çıkar  gözlerinin buğusunda

dalgakıranlar gibi direniz yanlızlığın koyu siyah fırtınalarına ..her karanlık geceye bir avuç güneş çalarız sabahlarımızdan kavuşmalarımızdan  ateşli bir öpücük koyarız ayrılığın sabahlarına .. zamanın kumsaati dökülür ayak uçlarımıza sonsuzluğu getirmek için başında kavak yelleri esen yüreğinin saçaklarına

afrikalın bir genç kızın ten rengi düş kırıklıklarımı kurdum senli bir gecenin sabahında uyandırsın diye . yalnızlığımın sen tarafına çöreklenirken sessizliğim ,yitik bir serap görünür , mektuplarımın  yüreğine  okunuşunun  nefes alışlarının fısıltılarında ve geriye kalan , sonsuz aşkımızın satır başlarıdır mektuplarımın sonunda üç nokta olarak bıraktığımm 

sana aşkım aşkım sonsuzluğu aşınca yüreğimin med cezirleri depreşir sana bakışlarımda ,sana olan bakışlarım sonsuzlluğun sınırında birleşince aşkınla şiirler serperim yüreğinin denizlerine  bakışarımın değdiği anlarda ..
yüreğinin öğüşleri ısıtırken ruhumu bedenimi yakacak nefesini ararım tenimde . O an yüreğimden denizler boşalır , öpüşlerinin   doyumsuz acıları  ısırken dudaklarımı .sana kavuşmalrımın mahyası süslerken yüreğimin semasını ayrılığın ateşi asılır yüreğimin karanlık kuyularının sarnıcına .bir EYYUB olurum semada mahtaları seyrederken YUSUF aşkıyla yanan gözleri ama ve kendi aşk ateşimin ayazında üşürüm yürek yangınlarımda  
. Her yürek kendini ısıtır kendi yürek yangında ve öter aşkın yorganını üşüyen yangının  üstune...