hürriyet

7 Nisan 2013 Pazar

Gece saat 02:35

Gece saat 02:35
Uykusu kaçmış yıldızlar var penceremde
Sol elimde kalem sağ elimde katransı bir gece kadar siyah demli bir çay
Yudumluyorum efkarımı çayın sayesinde
Çaydan mıdır efkardan mıdır bilmem artık
Yoksa dinledğim orhan gencebay dan mıdır
Kelimeler yarışıyor senli cümllerin içinde yer almak için bir birleriyle
Bir hemgame ki sorma


dünya şarhoş olmak için içki kadehlerine sığırken
Aşkın şarabını doldurup bakışlarında
öpüşlerinde sarhoş olurum
tüm dünya gökkuşağınıseyredip renklerine hayran kalırken
ben siyah beyaz bir film katranında bulurum
özlemin rengini
her sabah herkes gördüğü rüyaları hayra yprumlar
ben rüyalarda gezen seyyah olurum
gözlerine misafir olmak dileğiyle
hasretler gördüm özlem yangınlarında yanan
bir sarılma ile sönen
benim kavuşsunca başlayan hasretlerim var
özlemin yangında büyüyen aşklarım var
sevmenin kolay oldunu kim söyledi ki zaten
yada kolay bir sevmenin olduğunu
belki vardır bordo denizlerimin ardında bilmiyorum
ben imkansızı seviyorum
aşk yüreğini bi başka yüreğe bağlamaktır
ama o yüreğe bağlı olmadan uzaktanda yüreğindeki aşkı büyüte bilmektir
bunu denizden ve senden uzak kaldığım zamanlarda
anlıyorum
eğer aşıksan ve hesapsızca seviyorsan
aradaki mesafe ne kadar uzak olursa
okadar çok büyüyor içinde ki aşkta