hürriyet

30 Ağustos 2016 Salı

Bağışla dudaklarını dudaklarıma .

Bağışla dudaklarını dudaklarıma .
Kalemim  hırçınlaşmalı, kelimeler satırlara isyan etmeli seni  sana yazmadığım  için.
Kudurmalı mürekkep  hokkanın içinde , zaman ise akmamalı gözlerini çizemediğim için  cümle sonlarına ..
Yangınların içinde yanmalıyım sensizlik kanıma girerken katransı gecelerin  sabahında.

yüreğimde  uyuyan  düşleri kaldırıp teveccüd namazına  imkansız bir sevdanın yanında  geçip alıntılar yapmalıyım mecnunun leylasız  geçirdiği günlerden barıştırmak için gözlerimi uyku ile yüz görürmlüğü seni görebilmek için rüyalarda.
Kalemi kırılmıs   ayrılıkların cenazesını yıkayım  defnetmeliyim  yüreğimin dehlizlerine
belkide baş göz etmeyilim  özlem ile ayrılığı bir daha uğramasın  bordo denizlerimin limalarına diye . geceyi kapatırken perde  gibi sevişmeleirmizin üstüne  güneş  saklanmalı   gülüşlerin aydınlatırken karanlığımı.
ey gölümdeki  kızıl gül ey gül-ü ranam  hadi uzat ellerini parmaklarındaki  zarefeti  dokundur  kalemden ve denizden baska  bir seye ellerime ve bağışla dudaklarını dudaklarıma .
öpüşlerinin ateşinde  içir  aşkın şarabını kırılken  dokunduğunda tüm kadehlere inat.uyku mahmuru  gözlerinde uyanmalı düşlerim  sabahın gülümsemesini yansırken teninde.. yudumlarken  gün doğmadan şekeris demli  çayımı seni seyrederken .nalıyorum ki  ozaman çay senin dudağının tadında  olmalı .. güneş kirpikleirnden öperken  pervaneler  ateşi  görmeli  bakışlarımda.sıcak ekmeğin  kokusunda  sana kahvaltı hazırlken .
Ayrılığa  rotarlı  şiirler yazılmayı beklerken mutluğun arifesinde .içimdeki  çocuğun ellerinden tut  özleme  dair  cümleler toplamışken ,kavuşmamıza muhalif ayrılığın kapmlarında..fırtına  öncesi  sessizlikte  beklerken yüreğim  özlem yangınlarını  ,sarıl  son bir  asşk ile  denizin sahile  olan aşkı gibi  , aşırı  toz mutluluğu tatsın  .fırtınalı gecelerimin sakin sahabında büyüğen yanlığımın kekeme   cocuğu  .


26 Ağustos 2016 Cuma

Ağustos sıcağında eriyen buz misali yavas yavas ölüyoruz farkındamısın sevgili.

Ne zaman gözlerim özlemine  değse  , yüreğim sancır ey gül yürekli yar .
Yüreğimin ıslaklığını   sana gönderiğim buğulu  şiirlerin yüreğinde   görebiliyormusun:EY AŞK …
Ey aşk dünden  kalan   yarına  fazla gelen ayrılığın saçaklarından  sarkan özlemin  var sevdamın  yüreğine düşen., ayrılığın alacasına  bulanmış buram buram kavuşmalar kokar gözlerimin   hayaline değidi yerlerde .hangi  volkanın kutbunda yaşıyorsun sevgili ne zaman seni ansam  üşür tenimde  sevişmlerimizden kalan terim .ne garip hünerlerin var  sevgili  öyle yanarken bedenin  üşüyor  dokunmaların.senin gibi garp hünerlerim varmı  bilmiyorum  ben tek hünerim ıslak denizleri  düşlerken  yokluğunda  sana hergun yenıden aşık olabibilmek ..

Biliyormusun  ey aşk   seni akşamları daha çok seviyorum yanlızlığımın tenhalaştığı vakitlerde, hüzünkar bakışlar  savururken  gözlerin  geceye . seni özlemeyen bilemez ey ıslak denizleri  gözlerinde   gördüğüm yar . aşkın en ömlümcül yanının    seni uzaktan sevmek  olduğunu.yüreğimde senden başka birsey yokken saramamak ,koklayamamak ,kaderin bağlarından  kurtulup gelememek . seni sevmenin yüreğimin sol yanında ki açtığı  ölümcül yara.belkide  en güzeli  yüreğimi kökünden söküp kenarı yanmıs  bir zarfta sana yollamak gerek  . yanlzı sana acılmış  ve  sana kapanmış  kapıdan  gül yürekli  yar .
İçimde  denizler boğuluyor sevgili   seni uzaktan severken . hayalinin bakışları uzaklaşırken  gözlerimden tırnaklarım sökülür  gibi  sökülürken  mutluluk   gülüşlerimden .


Gözlerine  esir düşmüş yokluğun ile  meydan savasındayım .. yüreğimin eli kanlı dilim ise suskunlukta direniyor  intihara meyilli umutlarım içinde.ne zaman düşlerime  düşşen düşsülüğünde  recm ediyor  bakışların  gözlerimi .. Hadi iinde ki suskun denizleri  ayakladır taşması için  gözlerinden  yüreğime  ve bir dirhem sen sür  yokluğunu  tutan  avuçlarıma . bir  trülü kabuk bağlamayan yaralarımı  dağla   öpüşlerinle son kez . siayah bir yanlızlığı   yüklenip  göçmeden  dünyadan .
sensizlikte  dindirmeye  çalışırken  sana susuayan  dudaklarımı  terin ile sula  çatlayan bedenimi sevgili.  Ağustos  sıcağında  eriyen buz  misali  yavas yavas  ölüyoruz  farkındamısın  sevgili.  Sararım düşmeden  ömür  ağacındna ruhlarımız  son kez  sar  beni   volkan  sıcak  nefesin ile  .  yak sevişirken   bedenimi  .