Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, duman duman erisin!
Bu dizeler geldi mehmete zindan mektup şirinden . belkide sensizliğin zindanın müebbet yediğim içindir. Gül yürekli yar. Yusuf gibiyim kuyum karanlık derin zülayha’m tek .
Sensizli hayaller örterken sensizliğin üstene şimdi senli hayallerımın üzeri açık kaldı. YÜREĞİM deki yaralarımın kabuk bağlamaması bu yüzden sanırım.. kırk parçadan dikilmiş pohça gibi yüreğim. Sensizliğin elleri yıpranıyor dikiş izlerini okşarken.
özlemini ört bas etmeye çalışltıkça, sensizliğim ifşa oluyor sensiz kururlan düşlerin vaat edilmiş topraklarında. Üşümekten mi titiyor ellerim yoksa sensizliği yazmaktan mı ? bilemiyorumama dudakalarım ölüm kadar soğuk, sıcak çayı yudumlarken sabah ezanında . çaydanlığında içi geçmiş , boşalmış çay bardağı elimi ısıtmaya çalışırken gecenın soğunda ..
Bir gazeteye sarılmış ekmeğinin sıcaklığını koruyabilmekti çocukluğumun en büyük ödevi.
Deniz kokardı yüreğimin iç cebinde biriktirdiğim umutlarım. Zamanı geçmiş çocukların oynamadığı oyunlar gibi bir kenera atılmış şimdilerde umutlarım , oysaki hep karanlıklarda yakardım umutlarımı deniz feneri misali .Aşkının ağırlığınca büyüktü umutlarım . hüzne sağırdı yüreğim, mutluluğu içerdim iftarda su gibi içerdimde doyamazdım. Kahırlı hüzünlü yüreğim bu karlı fırtınalı gecede
İSTİKLAL HARBİNDE ANADOLU GİBİ kahırlı hüzünlü bu gece yüreğim ..
Bu geceye yüreğimde nereye dokunsam kırıklıyor. Düş kırılları batıyor yanlızlığımın sol yanına Pecereden yağan kara bakerken , sana yazılmış tüm şiilei sorguya çekiyorum yüreğimin en karanlık zindanlarında. Aşkını katletmeye yelteniyorum, sensizliğe öfkelemiş kalemimin darağacında.
Duvağı acılamış bir gelin gibi duruyor senlı dualarım el değmemiş yüreğimin zulasında . kan revan içinde kalıyor şiirlerim yüreğim yaralarını pamsuman ederken . sere serpe serilmiş suskunluğum gecenin üstune sabah ezanının okunmasını bekler , karda teyenmüm ederken ruhum. ,
Hadi sevgili uzat bakışlarını yüreğime ve gülüşlerini dokdundur gözlerime götür beni bordo denizlerimin gündoğumlarına . zaman nakış nakış işlernirken ömür denen sermayeye. Korkularıma inat cesaretlendir umutlarımı . yüreğimin zulasına kefenlediğim ölümün duvağını aç öpüşlerin ile gül yürek yar