hürriyet

31 Ekim 2017 Salı

MÜSAİT BİR ZAMANDA SENDE BENİ ÖZLE BENİM SENİ ÖZLEDİĞİM GİBİ.

Çayımın buğusunda yeni umutları demlerken . Özleminin hatrına var diye. Tüm kavuşmaları , hayaline bağışladım. Belkide hep bu yüzden  geçmez yüreğimin kuraklığı,belkide bu yüzden bahar gelmez  yüreğimin bozkırlarına. Belkide  hep bu yüzden kıtlık çekerim , yokluğunda varlığını yaşarken.
Bazen düşünüyorum  insan YUSUF HATıRINA  ATAR MI kendini kör bir kuyaya.Yusuf hatrına  kuyaya atar mı  bilmem kendini kuyaya ama ben yanlızlığımın hatrına , atıyorum  sılaya çıkan tüm yolların tabelalarını yürek ağrılarımın  dağ başlarından.
Kavuşmalar kendinden utanır oldu  benim özlemini böyle sevdiğimi  görünce ve  anlıyorum ki bu yüzden sevdanın  bordo denizlerinde   yanlızğım ile  nikahlanmam. bilirmisin kendi cenaze namazımızı kılan ecdatdımız var bizim .kirte mühaberelerinde Allah ‘a verdikleri sözleri sözü  tutmak için. Bende  o ecdat gibi verdiğim sözü tutmak için kırıyorum hergün kavuşmazın kaleimi hergün kendi elim ile , sana söz vermiştim seni son nefesimi veren kadar  sevip özleyeceğim diye. Seni özledikçe daha cok seveceğim diye.
KAVUŞURŞAK SENİ  ÖZLEYENEN Kİ SEVGİLİ .VERDİĞİM SÖZÜ TUTMAM Kİ.
HAYDİ SEVGİLİ HOŞCAKALve
MÜSAİT BİR ZAMANDA SENDE BENİ ÖZLE BENİM SENİ ÖZLEDİĞİM  GİBİ.

Not;Bu mektubu sana göndermeyecek olsamda kendi cenaze namazını kılan ecdatın hikayesini   not düşüyorum. Sen okumasanda okuyacak birileri  bulunur.
Babamın dostlarındandı,dimdik yürüdü.Hani Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmemiş tipler vardır ya öyle biriydi.
Ben çok küçüktüm,evimize misafir gelirdi.”Oğul” diye seslenirdi hep.
Bağdaş kurmaz,diz çöker öyle otururdu.Gaz lambası ışığınd adaha bir heybetli görünürdü gözüme.
Hep bitip tükenmeyen harp hatıralarını anlatırdı.
Çanakkale,Gazze,kafkas cephelerini dolaşmış,Sakarya,Dumlupınarda savaşmış.Ancak İzmir’in kurtuluşundan sonra köyüne dönebilmiş.
Anlattıklarında hep kan,cefa vardı,Kolaymı kazanılmıştı bu vatan? Ölüm neydi ki?
Şerbet içmek kadar kolyadı “Biz kendi cenaze namzımızı kendimiz kıldık Çanakkale’de” derdi sık sık.Olurmuydu?
Kirte muharebeleri sırasında bölükler arka siperlerde hucüm sıralarını beklemektedir.Ön siperdekiler ileri fırlamış bir bir şehadet şerbetini içiyor.
Yüzbaşı hücum için emir bekliyor.Bütün askerler süngü takmış siperden fırlamak için hazır.Sinirler gergin!
Bütün dudaklar kıpır kıpır dualr okunuyor.Kelime-i şehadet getiriliyor.Süre uzuyor.Yüzbaşı  erlere
sesleniyor.
Yavrularım! Aslanlarım! biraz sonra Cenab-ı Rabbil Alemin huzuruna  varacağız abdestsiz gitmeyelim Haydi…
Tüfeklerimizin kabzalarına ellerimizi sürüp,hep beraber teyemmüm edelim…
Teyemmüm edilir.bekleme devam etmektedir.Biraz sonra Yüzbaşı.”. Çocuklarım sanırım biraz daha bekleyeceğiz.Önümüzde biraz daha zaman var .Sanıyorum ilerde  arkadaşlarımız şehit oluyor.”
“Hem onlar için,hemde vakit varken,kendi cenaze namazımızı kendimiz kılalım.”
Kabe karşımızda..
Arkadan Of’lu Ali  Çavuş  bağırır “ER KİŞİ NİYETİNE” o gün yapılan hucümda,kendi cenaze namazını kılan çok az kişi sağ kalabilmiştir.
Onlar Allah’a verdiği sözü tuttular.