hürriyet

11 Haziran 2018 Pazartesi

nice denizler biriktirdim ıslak kirpiklerimin uçlarında


Güneşi katletmeye  hazırlanan gecenin  en karanlık  ve en kör  vaktinde , tuzu eksik masum bir gözyaşının   gusledip  söndürmeye  çalıştığı  en müstehcen  günahın tam orta yerinden yazıyorum bu yazıyı. Yalnızlığın diktatör  ikdidarlığına  isyan eden tüm duygular ile …………
Telaşlı bir  efkarın faili meçhul mutluluklarında çiziyorum uyurken  yüzünün  aldığı masum hali.. toprağa  değmeden buharlaşan yağmur damlası gibiyim.  hasret göz bebeklerimde çelik çomak oynarken , hangi sahipsiz darağacının ilmeğine dolansam  diye yazı tura atıyorum kaderin kederli bir gününde….
 düşünüyorum neden  tekim  hep yalnızım bazen yalnızlığımı  bölüştüğüm oluyor  ( Sadri Alışı’ğın  hangi filmi hatırlamıyorum  bir filminden  bir  söz geldi aklıma (Zaten onu hiç sevmedim ben, hiç sevmedim. Yalnızlığımı bölüştüm bir ara hepsi o kadar. Sonra içten içe gülüştük biraz, bir demet çiçek, niyet kuşu, deniz kıyısı, karpuz sergisi, falan filan.”)  tam da böyle bir şey işte  benim yaşadıklarımda  tam da böyle bir şey  

evet bölüşmek güzeldir  ama seni sen yapanı kaybetmeden , karşında kini  benliğinde  boğmadan , isteklerinde ile taleplerin ile  öldürmeden özgür kılarak… ama şunu anladım ki yalnızlık bir mecburiyet değil benim için  bu benim seçimim özümü  aslımı  beni ben yapan şeyleri yitirmeden bir deniz feneri  gibi tek  ve kavim  durmak  işte  hayat hikayem 
Öpüşecek birilerini aramadık hani…Bizim için ölsün de demedik.. Az bir şey sevsin üstünü biz tamamlardık diyor ya  Sadri Alışık yine bir filmde . NE ÖPÜŞECEK BİRİNİ ARADIM NEDE   BENİM  İÇİN ÖLECEK. BİR DENİZ MANZARASIYDI  GÜN DOĞUMUNDA GÜNEŞİ EKSİK  BENİM istediğim   O MANZARAYA GÜNEŞİ  ÇİZMEKTİ GÖZLERİM KAPALI….
BEN nice geceler biriktirdim  güneşi  görmeyen  yüreğimin dehlizlerinde . nice denizler  biriktirdim  ıslak kirpiklerimin  uçlarında.. utangaç zannetme suskunluğuma  bakıp ta.. içimdeki senin  yüreğine  sapladığım paslı bıçağın feryadını dinliyorum…Miadı dolmuş kavuşmaları beklerken  ,üşüyen düşlerimin  üstüne asıyorum  sevişmelerden sonra göğüsümün üstüne vuran nefesini.. ....
İçimdeki dipsiz ummanlara eğilip  bırakıyorum şişeye koydum sözcükleri ,,ölümün baharında  hayatın vahasında  sarhoş olan serapları  yolla , morg ta  ifşa olmuş  özlemimi  kefenlerken.