hürriyet

10 Ocak 2018 Çarşamba

Ey yüreğime bahşedilmiş özlem .

                                    Ey yüreğime bahşedilmiş özlem
Ey yüreğime bahşedilmiş özlem.. Uykusuz gördüğüm düşleriem  hayalini gönderdiğinden beri titrer ellerim kalemimi ne zaman elime alsam. Ay gece ile vedalaşırken senli düşler sürüyorum karanlık yanına bir dirhem umut olsun gece ile buluşmasını beklerken . ben ise güneş  ilk ışıkları yakarken  yüreğimin bordo denizlerini , bir bardak çayın buharında demliyorum efkarımın yanlızlık ile olan yoldaşlığını

* kavuşmalarımızın  katili  faili meçhul bir ayrılığını kuçaklarken yazlızlığım. Umutları yelken yapıp özlemini toka ediyorum yüreğimin fırtınalı denizlerinde  seyreden aşkın seren direğine . bir çocuğun dua kalan elleri  kadar utangaç ,özleminin soğuk alevinde yakıp dervişlere yolladığım yürek selamım.

Gözlerinde ayrılığının katiline ferman yazan bakışların ile sustur . yüreğimde isyana  hazırlanan denizlerimin sesini  ve yak  yüreğimden ayrılığa demir alan tüm gemileri.yreğimin sahline vuran tüm deniz yıldızlarını devşir bir bir ve terkrar  deniz ile buluştur. Özleminin şımarıklığı yüzünden  kabaran gözlerimdeki denizlerin  vebalini onlar çekmesin sevgili.

Yine gecenin kör vaktinde yine bir Yusuf’un kuysunun en dibinde sabahlıyorum. Yine bu aşkın sonu hicran şarkısını dinlerken rahmetli Sadri Alışıktan.Yusuf kuyusundan yolladığım dualar  yine mualalk taşı gibi  duruyor  kuyunun tam ortasına ne  geri dönüyorlar nede semaya ulaşıyorlar .hadi sevgili durma sapla  bakışlarını ve öldür içimdeki intihara meyilli    yanlızlığımın bayram sabahı çocukluğunu.

Ayrılığa yazılmış soğuk mektuplarının prangalarını vuruyorum , parmak uçlarımda ısıtığım kalemime ve yakıyorum tüm kavuşmaları  gözlerindeki ıslak denizlerin daha önce  hiçbir geminin demirlemediği koylarında . Gece güne dönerken  gündoğumu sancılarında savuyorum kavuşmanın küllerini günün iki yakasına .



4 Ocak 2018 Perşembe

özlemin yağmalı gözlerimden bardaktan boşalırcasına

hayalin geçerken düşlerimden özlemin  yağmalı gözlerimden bardaktan boşalırcasına .yağmurda uçmayı düşleyen kelebekler gibi özleminden akıp  geçen her dakika kavuşmak için yapılmış dualar iliştirdim.gökkuşağının çıkması için  biraz yağmur yağmalıysa ,kavuşmak içinde biraz özlem çekmek gerek değil mi  ey yar . . *



Hangi çorak susuz topraklardan taşırdın  yüreğimdeki  bordo denizlerin  fırtınalarını.hangi vahanın ortasın susuz  bıraktın  sensizlikte çatlayan dudaklarımı, gözlerinden denizler  taşarken.faili meçhul yanlızlığıma sensizliği ihbar ederken  gecenin kör vaktinde , yüzüne aşina hangi hayalin katiline  soyundun ey yar  .


Kaç kez daha uyanmalıyım seni düşlerken sensizliğin sardığı soğuk geçeğe. gözlerimin sana olan açlığını uykusızluğumda kurduğum düşlerin ile doyurdum. yokluğuna isyanlar biriktirip susmalarımın için zulaladım gecelerde sakalım zamana yataklık  ederdi devşirme kavuşmaları hatırlamak için.susmalarımdaki sessizliği hayra yorma sevgili bu yüreğimdeki yorgun denizlerin bir fırtıanya gebe oluşundandır.
Kavuşmali hayallerin sana dokunuşlarına ,ayrılığın şiirlerini  zulaladım. Bir dirhem kavuşamaya  binlerce özlem ekiyorum. Rengarenk umutlara  yelken açmak  gayesi ile.
sonra gece sabaha dönerken  kavuşmaya dair  tüm umutları tüm hayalelri  seni  bir özleme bağışlıyorum*

sen yüreğini nafile umutlar ile yorma sevgili. Bırak  leş yiyen kuşlar gibi zaman  her gün bir  ben alsın yüreğinden ta ki sadece sen kalana dek yüreğinde. ben den  kalan artıları   yakıp  yüreğinin ateşinde savurursun sevda ağrılarının dağ başlarından. O zaman belki ulaşır nirvanaya umutlar da ki sevdan .
 bakışlarından gizlediğim kavuşmalar dan özlem doğuran yürek var .suskunluğumun içinde  saklanan, dinginliğimi yorarken  aşka yazılmış  dizlerin  noktalama işaretlerinde .
kalemimin kalemini  kırıyorum, sana yazılan şiirlerin dar ağaçlarında kavuşmalarım sehpasını tekmelerken  cepleri rengarenk bilyelerle dolu mutluluğun kekeme coçuğu.