eline diken batar , benim canım yanar , yüreğinde yara açılır , benim yüreğimde kanı akar .Hangi iklimde , hangi coğrafya da atılırsa atılsın bombalar,gökten benin bedenime iner , ruhumda ruhumda infialler olur , nerde masum bir insan ölse , selası benim kulağımda verilir , kimsesi olmayan tüm ölen mazlumlar gelir benim gönlüme defnedilir...beni yakından tanıyanlar , en büyük hatan senin adil, merhametli ,doğru bir insan olmak diyorlar .ama bana sorsan ben insan olmayı bile beceremedim...en yakın dostum senin en büyük sorunun büyük bir kalbe sahip olman diyor..insan kendi kalbi söküp atmaz ki , farz edelim söküp attım., nasıl bir insan olurum o zaman . kalp taşımayan göğüs kafesinde nasıl olur , nasıl mazlumun acısı hisseder, nasıl başkasının derdi ile dertlenip , kendi derdi gibi derman arar . Zaten ben merhametli , vicdanlı bir yüreğe sahip olmayana insan demem . bana göre insan müsvettesinden başka bir şey değildir.. Tanıdığım tüm insanlar günahlarını şeytana atıp şeytana uyduk bir kere derken , bir benim günahlarını da sevaplarını da ben yaptım kardeşim deyip üstelenen , kimsenin üzerine atmadan .sizler eli mi kanla yıkanmış görünce katil sanırsınız oysa ki başkalarının yaralarını sararken elimin kan olduğunu bir ben bilirim . birde mazlumun canını alırken gitmesi yalvardım için Azrail bilir .
elimde ki kesikleri görünce siz kavgada oldu sanırsınız ,Aklım ile kalbim arasında bilmem kaçıncı meydan savaşında , aklımın yüreğime sapladığı dünyaya ait kötülük kılıçlarını çıkarırken kestiğimi nerden bileceksiniz. ben insanlığımı bu savaşlarda kaybettim , kendimi bu savaşlarda katlettim . benim haricimde biri yabancı daha ne kadar yakabilir ki canımı .ben kendi bordo denizlerim de kendimi boğmuş iken ..
Bir mazlumun gözyaşı , bir çocuğun feryadından başka ne bir ihanet , ne sırtıma saplanan bıçaklar nede sahte bir gülümseme ile söylenen yalan sözcükler acıtır canımı.. Sizler kazık çakıp gemi halatları ile bağlamaya çalışırken kendinizi hayata , ben örümcek ağı ile tutunurum hayata Hira mağarasında ki sırrı çözmeye çalışırken..Siz de yaz yağmuru yağsa bataklığa döner tarlalarınız. bende fırtına kopsa yüreğimde bir toz zerresi kaldıramaz ancak dökülen bir tel saçımı uçurur benden ayrılmayı göze aldığı için.
Tebessümüm de gördüğünüz gülücükler , yüreğime gömülen mazlumların kabirlerinde dikili çiçeklerdir ... Bakmayın sessizliğime aldanmayın suskunluğuma yüreğimde yıktığınız camilerin mihraplarında hale yankılanır sesleri mazlumların. Küçümseyen , hor , dünyevi hırslarla bakıp da kirlettiğiniz ruhumu kırk derede kırk kez yıkasam da lekelerini silemiyorum.
AMA HERKESE ve YAPILAN HER ŞEYE RAĞMEN BEN İNATLA TEBESSÜM EDECEĞİM ve
BİLİYORUM Kİ GÜLÜCÜKLERİM ÇİÇEKLER AÇTIRACAK MAZLUMLARIN YÜZÜNDE , YÜREĞİNDE ve AÇAN BU ÇİÇEKLER KİME LEŞ KOKACAK , KİME GÜL .....VE GÜL KOKUSUNU ALANLAR ER GEÇ MUTLU OLACAK...