Küçücük dokunuşlar rotada tutardı aşkın beş yelkenli barkolarını , gözlerinin ışıltıları sevişirken uzak
denizlerde ki fenerler ile ….denizin yorgun dalgalarında dans eden deniz kızları , batık gemilerin direklerine
asardı sana söyleyemediğim sözlerde ki sırları,,,,,
Sevişirken dağıttığımız Sevdanın yatağında , içimde
ki büyümeyen çocuğun. saçlarını okşarken sen , ben gözlerinin kıyısında
ıslanan hayallerimi tüketirdim .gülüşünün kokusu sararken avuç içlerimi ,
ömrümü savururdum nefesine gül yürekli yar …
İlk düşen kar tanesinin yanına sokulsam, üşüyen
evlerin duman tüten bacalarından içeri
düşsem , bir kuzinenin sıcaklığına sahip yüreklere misafir olsam .. bir çocuğun
göğe bakan üzerine düşen kar tanesi kadar mutluluk ile dolsam, kainatı saran
duvarları yıksam , sana çizdiğim
rotaların kerte hattında seni sarsam , yüreğimde deliren denizlere bakışlarını
sersem tüm puslarımı ufka fırlatıp , gözlerinde
ki ıslak denizlerde kaybolsam…..
Merhabalar da ayrılsak , vedalarda yeniden görüşmeye başlasak . tersine yaşasak hep hayatı, gerçekleşmemiş hayallerimizin bekleme odasında
ıssız
bir şehir gezinir bedenimde
Vakitler seni gösterirken
sensiz bir özlem, dolaşıyor yüreğimin sahilinde
Aşk kor olup alevlenirken tenimde
Düşlerinin gölgesi düşer buz tutan ellerime
Kırılan kalplerin gücenmişlikleri batarken
yüreğime
Bir çığlık sarar dualarımı
gece sıvazlar uykuya hasret göz kapaklarımı
ve tuz basarım açılan sevda yaralarımın
üstüne