Ey yar bakışlarını batır yüzümün kirli sakallarna

Denizlerimin iki yakasına köprüler kurdum umutlarımdan  gül yüreklim .beklediğimiz mutluklar bize gülümsüyor hayallerden  el sallayarak ayakları çıplak .mutluluklarımızn çıplak ayaklarına giydirelim umudun köprülerini .yüreğimi gönderiyorum üç gün lük mesafeye ikindi vakti koşarken akşama sakladığım ve ifşa edemediğim bir suskunluğu döküyorum zamanın kum  havuzuna

Yürek suskunluğunun ağır kelimeleri nerde gül yüreklim .çam ağaçları beyazları giyinim dilenirken cenneti yüreğindeki yaralara tuz basma sevgili bırak suskunluğun knasın artık yüreğine demirlediğin  çığlıklara inat .


özlemine düştüğüm aşkın yolarında yerle yeksan et bedenimi dokunuşlarınla dudakların hüzne dokundurken gülüşlerini ben kanayan yaralarıma denizler bastım yakarak gözlerindeki ıslak denizleri ve artık yüreğimde büyüyen bir aşk olsun istemiyorum sana dair ben aş olmak istiyorum yüreğinde  bana dokunan güneş yanıklarında .yarınlara rehin verdiğim çocuksu mutluklarımı göç ettiriyorum yüreğine tüm hüzünleri kovsun , umudun aşk kokulu çiçekleri açsın gözlerinin değdiği gecelerin bagrına

yıldızlar düşer yüreğimin Yusuf kuyularının dehlizlerine lapa lapa aşk yağarken ellerime .zemheriye esir düşmüş bir yazın gözlerinden .gece recm edilirken   gündoğumlarında ,bakışlarına gömülen bir özleme kalp masajı yapar suni solumunun tenefüs aralarında unutulan bir hüzün.

Yüreğimin pencerelerine gerilmiş özleminin perdelerini yırtıyorum, bakışların işgal etsin uykusuz gecelermin sen olmayan düşlerini .kuşandım kalemimi  sensizliğe meyletmiş mektuplarımı kuaşatmak için .*

bedenimi sensizliğin fırtınlarında açıkta bıraktım çırılçıplak ,yüreğimin üstüne yürğini serebilmek ümiyle yüreğimin kutuplarında biriktirdiğim binlerce kar fırtınası içinde  yokluğunun yoksulu elllerimi açıp seni dilenirken , 



Ey yar bakışlarını batır yüzümün kirli sakallarna ,yüreğinin ellerine vermişken demlenen hüzünlerimi Uzaklardaydı gözlerim. Debisi denizler kadar olan gözyaşınla söndur hasretinin közlerini gözlerimden .yüreğimin semasında binlerce derniş aşkın dansında kendinden geçerken uzak bi deniz gibi  bakmasın gözlerin gözlerime .infaz et  ellerini  tutmayan  ellerimi taksiratlı bir günah gibi uzak dur dudak payı kadar uzak olursa dudaklarım  dudağından

Babaları çürümüş tahata bir iskelden bakaçağım yüreğinki uzak denizlere ve yakacağım ellerime batan gül yüreğinin dikenlerini , küllerini basacağım yokluğunda kanayan nehir yataklarıma , nefesinde birikmiş özlemleri soluyacağım üşengeç uykular göz kırparken senli düşlerime *

Kekeme çocukluğumun mutlu gülüşlerine recm ettirdim  sana doğmayan gecelerimi ve uçurtmalarım gülümserken rüzgara sensizliği yaktım kuyruğunda .hadi sende ak artık yüreğimin yokluğunda kuruyan nehir yataklarına *



Denizin sessizliğini bozan fırtına gibi ., zamanın düşen kum taneleri fısıltasın yüreğinin , yüreğime söylediklerini .lal olan dillerim haykırsın vav haliyle seni cümlelerimde ve sessizliğe pusu atayım sensizlikte seni yazarken cümle sonlarıma .

ben bir yolcuyum kuş uçmaz kervanlarda seni bulan ,gairp bir denizciyim  bir tarafı umut bir tarafı özlem olan denizlerde sana yelken açan . sevgili

Mecnun’un  gezindiği çöllere , ferhat ‘ın deldiği dağdan sular serpeceğiz ikimiz birbirimizden uzakta yanarken bedenlerimiz